Londra'da zamanının çoğunu İspanya Cumhuriyeti için harcıyor. | Open Subtitles | في لندن لقد أمضى معظم وقته في النضال من أجل الجمهوريين الإسبان |
zamanının çoğunu faturaları nasıl ödeyeceğini düşünerek geçiren bir mutlu bir cumhuriyetçiyim ben. | Open Subtitles | أنا جمهوري حقير سعيد والذي يمضي معظم وقته |
zamanının çoğunu, bacaksız piyanosunun yanında, portakal kabukları ve yenmiş elmalarla birlikte, yerde yatarak geçirdi. | Open Subtitles | قضى معظم وقته راقداً على الأرض امام البيانو محاط بقشر البرتقال ونوي التفاح |
Hayır, o iyi. çoğu zamanını odasında geçiriyor. | Open Subtitles | لا, لا بأس به أنه يقضي معظم وقته في غرفته |
Babam tüm zamanını okuyarak... bilimsel kitaplarla ve felsefeyle geçirdi. | Open Subtitles | ..لقد قضى والدى معظم وقته فى القراءة فى كتب العلم والفلسفة |
Siz geldiğinizden beri vaktinin çoğunu evde geçiriyor. | Open Subtitles | منذ أتيت ، يبدو انه يقضى معظم وقته بالبيت |
zamanlarının çoğunu yemek yemek, dinlenmek veya uyumak için kullanırlar. | TED | إنه يقضي معظم وقته إما في تناول الطعام أو الراحة أو النوم. |
O zamanının çoğunu batı yakasında geçirir. | Open Subtitles | إنه يمضي معظم وقته في منطقة الساحل الغربي |
zamanının çoğunu, saçma oyunlar oynayarak geçiriyor ama o benim asla olamayacağım bir dâhi. | Open Subtitles | انه يقضى معظم وقته فى لعب الألعاب السخيفة أنه العبقرى الذى لم أكن مثله |
Gerçi zamanının çoğunu kelebek kovalayarak geçirirdi. Ben yapmam öyle bir şey. | Open Subtitles | بالطبع ، كان يقضي معظم وقته يلاحق الفراشات |
-- Ekiple takılıyoruz, ...üniversiteye giden, ama her nedense zamanının çoğunu benimle ve diğer yetişkinlerle geçiren bir oğlum var. | Open Subtitles | الحصول على ابن والذي ذهب إلى الجامعة لكن، لسبب ما يقضي معظم وقته معي ومع راشدين آخرين؟ |
Babam zamanının çoğunu yollarda harcadı. | Open Subtitles | أبّي قضى معظم وقته على الطريق. |
zamanının çoğunu üçüncü temyiz başvurusuna hazırlanarak geçiriyordu. | Open Subtitles | قضى معظم وقته وهو يستعد لطعنته الثالثة |
zamanının çoğunu çiftlikte çalışmak için tahsis ederdi. | Open Subtitles | . لقد كرّس معظم وقته للعمل بالمزرعة |
zamanının çoğunu Hayat Kadını'yla geçirir. | Open Subtitles | ويقضي معظم وقته مع سيدة الليل. |
Ailem kötü şekilde boşandılar ve Brian zamanının çoğunu odasında bilgisayar başında geçirirdi. | Open Subtitles | لقد كان طلاقاً مؤلماً وقد قضى "برايان" معظم وقته مختبئاً في غرفته ويلعب على جهازه الكمبيوتري |
Spencer zamanının çoğunu birinci nişancı oynayarak geçiriyormuş. | Open Subtitles | قضى سبنسر معظم وقته في لعب أول شخص - الرماة |
zamanının çoğunu cemaatine ayırır. | Open Subtitles | معظم وقته يقضيه فى الآبرشية |
Çoğu mürekkepbalığının aksine bu, zamanının çoğunu denizin dibinde su püskürterek değil, yürüyerek geçirir. | Open Subtitles | (خلافا لجميع (الحبارات فانه يقضي معظم وقته ماشيا بدلا من التدفق عبر قاع البحر |
Pekala, biraz pespaye görünebilir, terbiyesiz son derece unutkan ve çoğu zamanını tavernada geçiren biri olabilir ama o benim uşağım. | Open Subtitles | صحيح أن منظره بائس وأسلوبه مرعب وهو كثير النسيان فعلاً ويبدوا إنّه يقضي معظم وقته في الحانة |
Anlaşılan çoğu zamanını merkezde geçirmiş. | Open Subtitles | يبدو انه أمضى معظم وقته بالمقر الفيدرالي |
Ilya gününü Eldorado Kafesinde dostlarıyla geçirdi. | Open Subtitles | يقضى ليلاى معظم وقته في مقهى الدرادو مع حرسه الخاص |
Ayda birkaç gün araziye gidiyor, ama vaktinin çoğunu L.A.'de harcıyor. | Open Subtitles | يكون في المحمية بضعة أيام في الشهر لكنه يقضي معظم وقته في لوس أنجليس |
Bu Dev Tembel Hayvanlar, muhtemelen, zamanlarının çoğunu dört ayak üzerinde geçirdi. | Open Subtitles | هذا الكسلان العملاق في الغالب قضى معظم وقته في المشي على أربع أطراف |