Hak yönetmeliği artık sadece sahip olmakla ilgili değil. karmaşık bir ilişki ağı ve kültürel yapımızın önemli bir parçası. | TED | الآن، إدارة الحقوق لم تعد مجرد سؤال بسيط عن الملكية. إنها شبكة معقدة من العلاقات وجزء مهم من المشهد الثقافي. |
Ne olduğunu teşhis etmeyi gittikçe zor hale getiren karmaşık makine düzenlerini daha fazla buluyoruz. | TED | وسوف نجد اكثر فأكثر ترتيبات معقدة من الآليات والتي اصبح من الصعب اكثر فأكثر من ان ندرك تماما مالذي يحدث في طياتها |
İnsanların bunu yapmasının birçok yolu var ve görsellerden de görebileceğiniz gibi karmaşık bir sorgu türü. | TED | و هناك طرق كثيرة و مختلفة يقوم الناس بفعلها، و يمكنك أن تراها على الشاشة وهي عملية معقدة من التساؤل. |
Orak hücreli anemi taşıyıcısıymış. | Open Subtitles | لديها حالة معقدة من أنيميا الخلايا المنجليّة |
Bu yapıyı değiştiren ve sinir sistemine bağlayan nöromodülatör sayısı, nöron sayısından fazladır. komplike bir kalıplar kümesi üretebiliyorlar. | TED | ويوجد المزيد من المعدلات العصبية التي تغير وتزود هذه البنية بالأعصاب أكثر مما تقوم به الخلايا العصبية الموجودة في البنية وهي قادرة على إنشاء مجموعة معقدة من الأنماط. |
Bazı görüşleri bir araya getirdi: yarısına yakınını atlayacağım diğer yarısı, belki de çok karışık adımlarla, vergiler onaylanacak. | TED | وهو يستجمع بعض الخواطر: نصف ذلك المبلغ سيقوم بخفضه ونصف آخر ربما عبر حزمة معقدة من الخطوات سيتم تمرير الضرائب |
Bunlar, karmaşık evrim sürecinden bize miras kalan şeyler. | TED | هو فقط الإرث الذي جنيناه عبر مسيرة معقدة من التطور. |
Birlikte, yerli halkla beraber çalışarak karmaşık sosyal sorunlar ağını çözmeye ve Kamboçyalı ailelerin fakirlikten kurtulmasına uğraşıyoruz. | TED | معا، نعمل داخل المجتمعات لفك شبكة معقدة من القضايا الاجتماعية ولمساعدة العوائل الكومبودية في النجاة من الفقر. |
Bir veri üzerine araştırma yapmaya çalıştığınızda birçok kez, karmaşık hikayelerle karşılarşırsınız. | TED | لذا ، مرات عديدة عند محاولة إجراء البحوث عن البيانات نلاحظ قصص معقدة. من الصعب ان نجدها في هذه البيانات |
Radyo dalgalarını tarayarak Ana 1 'den gelen karmaşık bir dizi dalgalı frekansı seçecek. | Open Subtitles | سيمسح الموجات الهوائية ويبحث عن مجموعة معقدة من التواترات المتناوبة الصادرة عن المصدر الأم رقم 1 |
Karbon moleküllerinin karmaşık düzenlemesiyiz. | Open Subtitles | نحن مجرد ترتيبات معقدة من جزيئات الكربون |
Engin su depolarından çok daha fazlasıdır. Birbirlerine karmaşık bir akıntılar ağıyla bağlı Dünya'daki yaşam için çok önemlidirler. | Open Subtitles | إنها أكثر من مجرد خزان عظيم للمياه ، فهي مرتبطة ببعضها عن طريق شبكة معقدة من التيارات |
Daha çok hapiste gibiyim, tatlım. Bir Truffle mantarının ömrünün karmaşık simbiyotik ilişki zincirlerine bağlı olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كنتم تعلمون أن دورة حياة الكمأ تعتمد على سلسلة معقدة من العلاقات التكافلية؟ |
Hayatım göründüğünden daha karmaşık. | Open Subtitles | حياتي هي أكثر من ذلك بقليل معقدة من اسمحوا لي جرا. |
Artık gökbilimciler uzaydaki asteroitleri izleyebilir ve karmaşık bilgisayar modelleriyle gelişlerini görerek ölümcül kayanın yolunu tahmin edebilir. | TED | يستطيع علماء الفلك اليوم مشاهدة الكويكبات بالفضاء ورؤيتها قادمة نحونا باستخدام أنواعا معقدة من الحواسيب لتوقع مسار الصخرة القاتلة. |
Çarpım işaretini tırnak arasına aldım çünkü orada tam olarak olan, şüphesiz, matematiksel operasyonların çok karmaşık serileridir. | TED | أضع التكرار ضمن إشارتي اقتباس مخيفتين لأن ما يحدث بالفعل هناك، بالطبع، عبارة عن سلاسل معقدة من العمليات الحسابية الرياضية. |
Savunma ağının beyni olan bu yeni bilgisayar, kitlesel bir düşman saldırısıyla ilgili bütün karmaşık matematiksel problemleri çözebilir. | TED | هذا الكمبيوتر الجديد صمم من أجل العمل كنظام عصبي مركزي لشبكة الدفاع، ويمكنه حل مسائل حسابية معقدة من شأنها التصدي لأي غارات جوية متوقعة. |
Bu karmaşık soruya cevap vermeden önce, ''Masa nerede, yeterince ışık var mı, pencereye yakın mı?'' | TED | وقبل أن أجيب بأسئلة معقدة من قبيل: "حسنًا، من أين تستمد الطاولة الضوء الكافي؟ هل هي بجوار النافذة؟" |
Orak hücreli anemi taşıyıcısıymış. | Open Subtitles | اضطراب بتخثر الدّم؟ لديها حالة معقدة من أنيميا الخلايا المنجليّة |
Ama proje ekiplerine ve onların çalıştığı müşterilere elleriyle düşünme izni verilirse, çok komplike fikirler bile doğabilir ve direk uygulamaya kadar çok daha kolay gidebilir. | TED | الأشياء معدومة. ولكن عند إعطاء المصممين وعملائهم الأدوات والوسائل التي تسمح لهم بالتفكير بأيديهم، قد تنتج أفكار معقدة من العملية، ويكون بإمكانهم البدء بتنفيذ تلك الأفكار بشكل أفضل وأسرع. |
Aslında çok karışık bir derleme, bir şeylerin sıralı bir oluşumu olmamız bizim gerçek olmadığımız anlamına gelmiyor. | TED | الحقيقة أن كوننا في بعض الأحيان عبارة عن مجموعة معقدة من الأشياء المنظمة بطريقة معينة لا يعني أننا لسنا حقيقيين. |