| - Bu hiç mantıklı gelmedi. - Sanki diğerleri mantıklı. | Open Subtitles | لا يبدو ذلك معقولاً وكأن أيَّا من هذا يبدو كذلك |
| Ama işe kimin karıştığını söyledikten sonra açıkçası mantıklı gelmeye başladı. | Open Subtitles | ولكن بعدما سمعت أسماء المتورطات في الأمر أصبح الأمر فجأة معقولاً |
| Ama işe kimin karıştığını söyledikten sonra açıkçası mantıklı gelmeye başladı. | Open Subtitles | ولكن بعدما سمعت أسماء المتورطات في الأمر أصبح الأمر فجأة معقولاً |
| 14.000 dolar istiyor, 10 binini ayda %1 faizle ödeyecek. Bence makul. | Open Subtitles | إنه يطلب 14 ألف دولار و10 منها بفائدة واحد بالمائة، أجد هذا معقولاً |
| Yine de personel eksiğin olduğunu düşünürsek gayet mantıklı bir fikir. | Open Subtitles | إنتِ كنتِ تعانين من نقص في الأطباء يبدو هذا الحل معقولاً |
| Hep aynı şeyi söylüyorsun ama hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | تقولين ذلك دائماً مع أنه لا يبدو معقولاً |
| Bence mantıklı. | Open Subtitles | هذا يبدو معقولاً و لكن من المحتمل أن أذهب للسجن |
| Aslında hiç mantıklı değil, ama açıklarım. | Open Subtitles | في الحقيقة، لن يكون كل شيء معقولاً لكني سأشرح لك في وقت لاحق |
| Aslında hiç mantıklı değil, ama açıklarım. | Open Subtitles | في الحقيقة، لن يكون كل شيئ معقولاً لكني سأشرح لك في وقت لاحق |
| - Boğulursan suçlusun demektir. - Çok mantıklı. | Open Subtitles | إذا غرقت، فأنت مذنب أوه، ذلك يبدو معقولاً |
| Çöpler çöp kutusuna. Hımm. mantıklı. | Open Subtitles | القمامة في صندوق القمامة همم ، يبدو معقولاً |
| - Kind mantıklı. - Son olarak, birileri dinliyor. | Open Subtitles | يبدو هذا معقولاً و أخيراً ، هناك من يستمع |
| - Bana mantıklı gelmiyor. - Bana öyle geliyor. | Open Subtitles | لا يبدو معقولاً بالنسبة لي يبدو معقولاً بالنسبة لي |
| Neden paranın makul bir kısmını bana verip,... ..aramızdaki ilişkiyi dostça sürdürmüyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا تعطيني منه قدراً معقولاً ليعود الود بيننا؟ |
| Açıklamalarına bakınca, gayet makul geldi. | Open Subtitles | حسناً، بالطريقة التي تُفسّرين الأمر، يبدو معقولاً. |
| Sana bir şans daha vereceğim. Bir tanecik daha. makul bir anlaşma yapalım. | Open Subtitles | سأمهلكَ فرصة أخرى، فرصة أخيرة، دعنا نُبرم إتّفاقاً معقولاً. |
| İnsanın bu kadar aşık olması mümkün değil. | Open Subtitles | ليس معقولاً أن نمارس الحب تحت هذا |
| Bu çok saçma ama. Göl canavarı diye birşey olmaz ki. | Open Subtitles | هذا لا يبدو معقولاً لا يوجد شئ يدعى وحش البحيرة |
| - Dedektif Beckett bunu gerçekten akla yatkın buluyor musun? | Open Subtitles | -محققة (بيكيت )، هل تجدين أياً من هذا معقولاً بالفعل؟ |
| O buraya ait değil. Hiçbir şey anlamadım. | Open Subtitles | لا ينتمي إلى هذا المكان، ليس هذا معقولاً |
| Kesinlikle mantıksız birşey değil. Ekonomik olarak da etkin bir uygulama. | TED | هذا ليس شيئاً معقولاً لفعله . إنه شيئ كفء اقتصادياً لعمله |
| Çok anlamsız. Bize haber vermeden ortadan kaybolmazdı. | Open Subtitles | هذا ليس معقولاً لم يكن ليرحل دون أن يخبرنا |
| Annem hep hiçbir şey iyi bir yalandan daha inandırıcı değildir, der. | Open Subtitles | امي دائماً تقول بأن لا شيئاً اكثر معقولاً من كذبة جيدة حقاً |
| Söylediklerin mantıklıydı. | Open Subtitles | الذي قُلتَ أصبحَ معقولاً جداً. |
| Tanrımla birlikte her şeyin anlam taşıdığı bir dünyada yaşıyordum. | Open Subtitles | عيّشت نفسي أنا وإلهي في عالم منظم حيث كل شيء بدا معقولاً |
| Bir anlamı yok... çünkü "gülme komşuna gelir başına" derler. | Open Subtitles | ليس شيئاً معقولاً لأن من تكرهه سينتهي حاله بين عائلتك |
| Ne yaptığımı ben de bilmiyorum bazen. Hayatımın anlamlı olan son günü seninle geçirdiğim son gündü sanki. | Open Subtitles | أشعر بأنّ آخر يوم كان معقولاً في حياتي هو آخر يوم قضيتُه معكَ |
| - Bana hiç anlaşılır gelmiyor. - Neymiş o? | Open Subtitles | لا يبدو معقولاً بالنسبة لى وما هو ؟ |