| onlarla hemfikir olmamı umuyorlar. | Open Subtitles | إنهُم يأتونَ إلى هُنا آملينَ فقط أن أوافقَ معهُم |
| MIS piçleri çok kaba. onlarla makul konuşamıyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد يجهلون ذلك فأنا لا استطيع التحدُث معهُم |
| Evet, bence onlarla konuşabileceğin her fırsatı değerlendirmelisin. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أن عليك أن تأخُذ على قدّر المُستطاع من الفُرص للحديث معهُم. |
| Şimdi, durum şu, bir genç kadın onlarla birlikte kalıyor, kendisinin bir ruh medyumu olduğuna inandırmış. | Open Subtitles | الآن، الأمرُ هو أنّ هنالك إمرأةٌ شابّة تعيشُ معهُم والذي يجعلهُم يؤمنون بأن لديها وسيلةُ الروح |
| - onlarla dün görüştüm. | Open Subtitles | نعم، كُنتُ أتكلمُ معهُم البارحة - ماذا قالوا؟ |
| Belki de onlarla iş yapmaman lazım o zaman! | Open Subtitles | ربما لم يكُن من المفترض بأن تعمل معهُم في بادئ الأمر! |
| Hayatımın yarısını onlarla bir odada oturarak geçiriyorum. | Open Subtitles | قضيَت نصف حياتي معهُم فالغُرفَة. |
| - Neden onlarla konuşmuyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تتكلّم معهُم فقط؟ |
| - onlarla telefonda konuşuyorum. | Open Subtitles | - أتحدّث معهُم عبَر الهاتِف. |
| onlarla telefonda mı konuşuyorsun? | Open Subtitles | تتحدّث معهُم على الهاتِف؟ |
| Herkes onlarla işbirliği içinde olsun. | Open Subtitles | .على الجميع أن يُنسّق معهُم |
| - onlarla konuşurum. | Open Subtitles | - سأتكلمُ معهُم |
| onlarla kalırız. | Open Subtitles | نبقَى معهُم |
| Sanırım Sunny onlarla değil. | Open Subtitles | أعَتقد أن (صني) ليسّ معهُم. |
| onlarla karışma. | Open Subtitles | ليس معهُم. |