Düşünüyorum da bir gece benimle çıksanıza. O zaman emin olabilirim. | Open Subtitles | لماذا لا تذهبين معي في موعد حتي يمكنني التأكد ؟ |
Sadece benimle çıkıyormuş gibi yapmanı önerdim. | Open Subtitles | أجل, كنتُ أعرض عليك بأن تتظاهري بالخروج معي في موعد |
Dinle, benimle asla bir randevu daha istemediğini söylemiştin, biliyorum ama şimdi farklıyım. | Open Subtitles | اسمعي , أعلم بأنك قلت أنك لا تريدين الخروج معي في موعد آخر أبداً |
Bir Paskalyadan sonra, ona solosunu ne kadar sevdiğimi söyledim... ve sonunda cesaretini toplayarak bana çıkma teklif etti. | Open Subtitles | بعد عيد الفصح بيوم واحد .. أخبرته كم أنا أحب أن أسمع عزفه المنفرد وأخيراً أتته الشجاعة وطلب الخروج معي في موعد |
"Bu hafta sonunda benimle vakit geçirir miydiniz" diye sormazsam bu fırsatı kaçırmış olacağım gene. | Open Subtitles | سأكون مقصرا إن لم أسأل السيدة الشابة الجميلة الخروج معي في موعد في عطلة نهاية الأسبوع |
beni iğneledin gibi birşey. Hmm... ve sana eğer benimle çıkman için sana teklif edersem evet demen. | Open Subtitles | فقط أنك إلى حد ما أعجبتي بي وإذا طلبتُ منكِ الخروج معي في موعد فأنت في الغالب ستقولين نعم |
Bak, benimle beraber, çifte randevuya gelmek istemediğini biliyordum ve geldiğin için sana minnettarım. | Open Subtitles | انا اعلم انك لم ترد الخروج معي في موعد مزدوج لذا انا ممتن لك |
İki aydır uğraşıyorum ama onu yarın gece benimle çıkmaya ikna ettim. | Open Subtitles | اسمها ميشيل , نعم لقد استغرقني حوالي شهران حتي اقنعتها أخيراً بأن تذهب معي في موعد غرامي مساء الغد |
- Mesele şu ki, benimle bir randevuya gelmek istersen sadece... yarınki müzayedede benim sepetime teklif ver. | Open Subtitles | النقطة هي اذا اردت الخروج معي في موعد ,فقط000 زايدي علي سلتي في المزاد غدا |
Aslında Jane, bana Max'ın benimle buluşmak için öldüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | في الواقع و جين انتي قلتي ان ماكس يريد ان يخرج معي في موعد اخر |
benimle yemeğe çıkmayacağını net olarak ifade etmemiş miydin? | Open Subtitles | لقد أخبرتني للتو بأنك لن تذهبي معي في موعد |
benimle başka bir randevuya daha gelmeyi kabul etmezsen hemen şu anda, burada yiyeceğim bunu. | Open Subtitles | إذا لم توافقي على الذهاب معي في موعد آخر فسآكلها هنا والآن. |
Kızdan benimle çıkmasını istedin. | Open Subtitles | يا صاح، إنّك طلبت منها الخروج معي في موعد. |
benimle çıkmak ister miydin? | Open Subtitles | هلّا تخرجين معي في موعد في وقتٍ ما؟ |
Her neyse, benimle çıkmak istiyor. | Open Subtitles | حسنا، إنها تريد أن تذهب معي في موعد. |
Lisedeyken sana çıkma teklif etsem, kabul eder miydin? | Open Subtitles | لو دعوتك للخروج معي في موعد ونحن في المدرسـة هل كنت توافقين على الخروج معي في موعد |
Mememi tutarken mi bana çıkma teklif ediyorsun? | Open Subtitles | هل تطلب الخروج معي في موعد بينما يدك على ثديي؟ |
Cidden, bu yüzden sana çıkma teklif etmek için bu kadar bekledim. | Open Subtitles | لا , بجد لهذا السبب أخذت وقتا طويلا لأسئلك للخروج معي في موعد |