Nihayet babanla birlikte kaçmak harika bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الرائع أنك استطعت أن تخرج مع أبيك |
Gölde babanla birlikte, gördüğün şeyi çizsen | Open Subtitles | أن تقول شيئا بإمكانك أن ترسم لي صورة بما رأيته ذلك اليوم مع أبيك |
Aslında mutfakta otururken senin bana küçük bir kızken babanla birlikte kahvenizi nasıl paylaştığınızı anlattığını hatırladım. | Open Subtitles | حقيقةً، لمّا كنتِ جالسةً في مطبخي تذكّرتُ عندما أخبرتِني عن كيف تشاركتِ القهوة مع أبيك في مخزنه عندما كنتِ طفلة |
Eğer babanla bir anlaşma yapmasam böyle bir yerde olabilir miydim? | Open Subtitles | أتعتقد بأنني سوف أكون في منجم كهذا إذا لم أتوقف عن التعامل مع أبيك |
Carlo! Hey, çocuk, yukarıda babanla beraber olsaydın bunlar olmazdı. | Open Subtitles | هذا لم يكن ليحدث لك لو كنت مع أبيك الأبيض |
Yukarıda, babanın yanında. | Open Subtitles | ـ نعم . انه فوق مع أبيك الآن |
Annen ve babanla dışarıda sohbet ediyor olabilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تكون بالخارج تثرثر مع أبيك وأمك |
Mike Franks adında biri eskiden babanla birlikte çalışırdı. | Open Subtitles | كان هناك رجل اسمه مايك فرانك كان يعمل مع أبيك. |
Bundan sonra babanla birlikte Seul'de yaşayacağını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنك تعيش مع أبيك في سيول |
babanla birlikte yaşadığınız tüm bu güzel anılar şu an tekrar gerçekleşiyor. | Open Subtitles | هذه أوقات سعيدة مع أبيك هي تحدث الآن |
babanla birlikte ben üsde oturuyordum hatırlar mısın? | Open Subtitles | كنت مع أبيك في قاعدة التداريب |
babanla birlikte buradaki okula gittim. | Open Subtitles | ذهبت للمدرسة هنا مع أبيك |
babanla birlikte düğüne geleceğim. | Open Subtitles | أتعرف؟ سأذهب للزفاف مع أبيك |
Hayır, yani demek istediğim, babanla bir ilişki yaşamak... ilk önce çiftlikte çok çalışmaktan geçer. | Open Subtitles | لا , ما أقوله هو ان كل علاقه مع أبيك تبدأ بعمل متعب في المزرعه |
Yani, bak, sen babanla bir şeyler yapmışsın. | Open Subtitles | أعـني، أتـرى، فـعلتَ أشياءً مع أبيك |
babanla bir kavga ediyorsun ve vaz mı geçiyorsun? | Open Subtitles | نزاع واحد مع أبيك ثم أنتِ تستسلمين؟ |
babanla beraber kaçıkların olduğu bir merkezdeyiz. | Open Subtitles | أنا مع أبيك في مصحّ عقلي |
Bu akşam babanla beraber dışarıda yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنتعشى بالخارج مع أبيك |
Tyler, oğlum, yakında avukat olup babanın yanında işe başlayacağım. | Open Subtitles | (تايلور)، هنالك فرق بين أن توظّفك شركة محاماةٍ كبيرة، و أن تذهب للعمل مع أبيك |
- Sakinleş, Kyle. Sorun yok. babanın yanında güvendesin. | Open Subtitles | لا بأس أنت في مأمن مع أبيك |
Aslında güvenilirliğimi, kendime olan saygımı ve babanla olan ilişkimi... ver şu kahrolası anahtarları. | Open Subtitles | استقامتي و أحترامي لنفسي ...و علاقتي مع أبيك أعطني المفاتيح |
Noel'i babanla mı geçiriyorsun? | Open Subtitles | هل سوف تقضي عيد الميلاد مع أبيك |
- babanla biraz konuşmama izin ver. - Sen beni dışarda bekle. | Open Subtitles | ــ دعنى أتحدث مع أبيك على إنفراد ــ إنتظرنى بالخارج |