Az önce çocuğun annesi ile uzun, can sıkıcı bir konuşma gerçekleştirdim. | Open Subtitles | لقد خضتُ حواراً كريهاً طويلاً جداً مع أمّه |
Bu yüzden annesi ile eve taşındı. | Open Subtitles | لذا , انتقل إلى المنزل مع أمّه |
Roberto annesi ile yaşıyor Kadın temizlikçi bayan olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | يعيش (روبيرتو) مع أمّه التي تعمل كخادمة تنظيف |
100 dolarına bahse girerim bu fakir göt ya yalnız ya da annesiyle yaşıyordur. | Open Subtitles | أراهن بمئة دولار أن هذا الوغد يعيش لوحده أو مع أمّه |
Bu piç yaşadıklarını ben yüz dolar bahse Tek başına ya da annesiyle kaybedenler terk edenlerdir anneleriyle birlikte yaşamaya eğilimli | Open Subtitles | أراهن بمئة دولار أن هذا الوغد يعيش لوحده أو مع أمّه الخاسرون الحقيقيون هم أولئك الذين يميلون للعيش مع أمهاتهم |
Caleb annesi ile birlikte kalıyor. | Open Subtitles | (كيلب) يسكن الآن لوحده مع أمّه. |
Güney Amerika'da annesiyle misyonerlik görevindeydi, ve bu yaz Hıristiyan kaykay topluluğuyla dünya turunu yeni tamamladı. | Open Subtitles | لقد كان في أمريكا الجنوبية يعمل بالتبشير مع أمّه وفي هذا الصيف هو فقط أكمل جولته العالمية مع المسيحي لوحة تزلّج الجمعية. |