Kritik olarak, Dünya'yla ve tüm diğer canlılarla nasıl birlik içinde yaşanacağını öğrenmiyoruz. | TED | مازلنا لم نكون فكرة واضحة بعد عن العيش متحدين معا مع الأرض وكل الكائنات الحية فيها. |
Dünya'yla doğrudan çarpışma rotasında olan bir asteroidi düşünün. | TED | تخيل كويكبا ضخما على مسار تصادم مباشر مع الأرض. |
Bu kozmik atıklar çoğu zaman çarpışıp yörüngelerinden sapar ve Dünya'yla çarpışma rotasında ilerlemeye başlar. | Open Subtitles | ففي كثير من الأحيان تـفلت هذه البقايا الكونية خارج المدار وتـتوجه لتتصادم مع الأرض |
Kelowna hükümeti Dünya ile yeniden ticaret ilişkileri kurmak istiyor. | Open Subtitles | حكومة كيلونا كانت تريد إعادة تأسيس العلاقات التجارية مع الأرض |
Bunun Dünya ile iletişimimizi kaybettikten hemen sonra olması bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | إنها ليست مصادفة , هذا يحدث مباشرة بعد فقدان الإتصال مع الأرض |
Saat Dünya ile eşzamanlı olarak günde de bir kere dönüyor. | TED | إنها تدور مرة فى اليوم بالتزامن مع الأرض. |
Dünya'ya ve Dünya'nın ruhuna ayak uydurmak için çalışırsın. | Open Subtitles | تعلمون لتحفظوا السلام مع الأرض و مع تربة الأرض |
Dünya'yla çarpışma rotasında olup bildiğimiz hayatı yerle yeksan edebilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكن أن ينتهي على مسار تصادمي مع الأرض وتدمير الحياة كما نعرفها. |
Mars nihayet Dünya'yla bağını kesebilecek. | Open Subtitles | يُمكننا أخيراً قطع الحبال مع الأرض |
Şimdiye kadar Dünya'yla gerçek bir savaştan kaçınmayı başardık. | Open Subtitles | استطعنا تفادي حرباً مع الأرض حتي الآن |
Şu anda doğrudan Dünya'yla çarpışma rotasında. | Open Subtitles | إنه الآن على مسار تصادمي مباشر مع الأرض |
Şu anda doğrudan Dünya'yla çarpışma rotasında. | Open Subtitles | انه الآن على مسار تصادمي مباشر مع الأرض |
Bu, gökyüzünün astronomik olarak Dünya ile bütünleşmiş tam bir temsili. | TED | هذا هو تمثيل فلكي كامل للسماء مدمج مع الأرض. |
Daha önce belirttiğim gibi, meclis bu sabah toplandı, ve görüşülen konu, teknolojimizi Dünya ile paylaşma politikamızdı. | Open Subtitles | اجتمع الكيريا هذا الصباح كما أشرت والموضوع كان مشاركة تقنياتنا مع الأرض |
Ve Dünya ile süregelen dostluğumuz buna bağlı olmasa da, tercihimiz bu yöndedir. | Open Subtitles | بينما صداقتنا المستمرة مع الأرض لا تتعارض مع هذا فهذا مستحسن |
Dünya ile bağlantı kurmak için resmi bir talepte bulundum. | Open Subtitles | وضعت تعليقاً رسمياً فى السجل وأجريت إتصالاً مع الأرض |
Kısa menzilli tarayıcılara göre, Dünya ile eş zamanlı küçük bir uzay istasyonuna bağlı. | Open Subtitles | وفقاً للماسحات الضوئي القصيرة المدى إنه يقود إلى محطة فضاء قصيرة في المدار المتزامن مع الأرض |
Mars'a ait bu manzaralar her ne kadar dünyamızdaki çöllere benzese de, ki oralar aklımızda öncü olma ve keşif gibi fikirlerle bağlantılı olan yerlerdir, Dünya ile karşılaştırılırsa, Mars yaşamak için bayağı berbat bir yer. | TED | لكن على الرغم من أنّ آفاق المريخ تشبه صحاري عالمنا، والأماكن التي ترتبط في خيالنا بالأفكار حول الريادة والحدود، مقارنة مع الأرض المريخ هو مكان رهيب جدًا للعيش فيه. |
Tam burası, mükemmel dengedir. Cennet ve Dünya'nın tam buluşmasıdır. | Open Subtitles | المركز هنا هو تلاقى الجنة مع الأرض |