Kutsal Babamız, hükümet ile ilişkileri düzeltmek için ne yapabileceğime bakmamı ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد أن أرى ما يمكنني القيام به لاصلاح العلاقات مع الحكومة الإيطالية؟ |
Geçici hükümet ile ilişki halinde olan Joseonlu bir usta lazım size. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلى خبير جوسون لديه علاقات مع الحكومة المؤقتة. |
Böylece Çin hükümetiyle bir pazarlık yaptım, | Open Subtitles | لذلك أنا توسط فى تجارة مع الحكومة الصينية. |
Federal Hükümet için çalismanin güzel tarafi da bu iste. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الجميل في العمل مع الحكومة الفيدرالية |
Tüm dünyada ki... tedarik destek hizmeti için Hükümetle bir kaç milyarlık kontratı olan özel bir şirket. | Open Subtitles | لديها عقود بالمليارات مع الحكومة توفر الدعم والمساندة في أماكن خطرة في العالم |
Ned kimsenin Hükümetle olan bağını bilmesini istemedi. | Open Subtitles | نيد لم يكن يُريد لأحد أن يعلم بصلته مع الحكومة |
Bu tür araçlar sayesinde anlaşılması imkansız belgeler herkes tarafından anlaşılabilir görsellere dönüştürülüyor. Bu dışa açılımlarla vatandaşların hükümete geribildirimde bulunması ve yönetime katılması konusunda yeni fırsatların doğması heyecan verici bir gelişme. | TED | أدوات مثل هذه ساهمت في تحويل رف كامل من الوثائق الغامضة إلى معلومات بصرية مفهومة للجمهور، وما هو مثير أنه مع هذا الانفتاح، هنالك فرص جديدة للمواطنين اليوم لإبداء الرأي والمشاركة مع الحكومة. |
Şu an için ben,Fransız hükümeti ile baş ederken elimizi kuvvetlendirmek adına özel olarak bir elçi görevlendirmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن أنا سأرسل مبعوث إستثنائي لتعزيز العلاقة مع الحكومة الفرنسية |
Bu süre boyunca Anna, söylentilere göre insanların yönetimle olan anlaşmazlıklarının giderilmesini destekliyordu. | TED | خلال ذلك الوقت، ورد أن آنا دعت إلى ذلك مجرد علاج الناس في نزاعاتهم مع الحكومة. |
Benim odak noktam sizleri anlamak, menfaatinizi korumak için hükümet ile nasıl ilişkiye girdiğinizi, kiminle iş yapacağınıza karar vermek için şirketler ile nasıl ilişkiye girdiğinizi, ve markaları nasıl gördüğünüzü anlamak. | TED | وتخصصي هو فهمكم أنت أيها الناس، وكيف تتفاعلون مع الحكومة للحصول على منافعكم، كيف يمكن أن تتفاعل مع مؤسسات لتتخذ قرار حول من تعمل معه، وكيف ترى العلامات التجارية. |
Bir hükümet ile olan gerçek bir dostluk. | Open Subtitles | شراكة فعلية مع الحكومة |
Bu yüzden hükümet ile başı belaya girdi? | Open Subtitles | لهذا تورط مع الحكومة ؟ |
Şimdi hükümet ile işbirliği yapıyorsunuz. | Open Subtitles | والان انتم تعملون مع الحكومة |
Böylece Çin hükümetiyle bir pazarlık yaptım, | Open Subtitles | لذلك أنا توسط فى تجارة مع الحكومة الصينية. |
Türk hükümetiyle bir sorunumuz var. | Open Subtitles | لدينا مشكلة مع الحكومة التركية |
Hint hükümetiyle bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | عقدتُ صفقة مع الحكومة الهندية |
Hükümet için çalıştığımı hiç söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اقل انى مع الحكومة مطلقا |
Bu beni Hükümet için büyük bir tehlike yapıyor. | Open Subtitles | هذا ما جعلني اواجه المشاكل مع الحكومة |
Hükümetle bir anlaşma yapmaya çalışman. | Open Subtitles | وهى أن تحاول عقد إتفاق مع الحكومة |
Hükümetle bir antlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت اتفاقاً مع الحكومة |
Hükümetle olan anlaşma böyle. | Open Subtitles | هذه شروط التعاقد مع الحكومة |
Hükümetle olan anlaşmayı sen bozdun, Doug. | Open Subtitles | (دوغ)، لقد قمت بالتوسط للصفقة مع الحكومة |
Tek yapman gereken bir hazine arazisi bularak onu işaretleyip altın var diyerek hükümete kayıt ettirmek. 5 dolar. | Open Subtitles | هو البحث عن أرض عامّة مفتوحة، وبعد ذلك عليكَ تعليمها وتسجّل الأمور مع الحكومة خمسة دولار |
Çok narin bir konu ama Çin hükümeti ile nasıl ilerleyeceğimiz açısında... | Open Subtitles | إنها مسألة دقيقة، لكننا في إتصال مع الحكومة الصينية |
Ne kadar harcadıklarını biliyorsunuz ve söylediklerine göre gücün tedarik edilmesi için yerel yönetimle anlaşmaları olduğundan dolayı satın almak için nasıl anlaştıklarını bilebilirsiniz. Yani ne kadar güç gerektiğini biliriz. | TED | قد تعرف كم مقدار ما ينفقون، ولأنه عليهم كذلك التعاقد مع الحكومة المحلية لتزودهم بالطاقة، قد تعرف أيضًا صفقاتهم وماذا سيشترون وبالتالي ستعرف حجم الطاقة التي يحتاجونها لذلك. |