Sonra doğruca 3 saatliğine spor salonuna gidip, yabancılarla dakikalarca göz kontağı kuracağız. | Open Subtitles | ومن ثم مباشرة إلى الصالة الرياضية لـ تمارين القرفصاء واتصال بالعين مع الغرباء |
Onu öldürüp işimizi bitirmeliyiz, ve yabancılarla bir daha iş yapmayalım. | Open Subtitles | علينا فقط قتله والأنتهاء من الأمر والتوقف عن العمل مع الغرباء |
Akıllı biri, sıcak dengeli, romantik yabancılara nazik yaşlılara çok güzel gülen. | Open Subtitles | شخص ذكي ودافئ مستقر ، شاعري يتعامل بلطف مع الغرباء وكبار السن |
Oğulları etrafında olsaydı, yabancılara güvenmek zorunda kalmayacaktı. | Open Subtitles | ربما لوكان ابنائها حولها لما.. عقدت صفقة مع الغرباء |
Üzgünüm, annem yabancıların arabasına binmeme izin vermez. | Open Subtitles | آسفه امي قالت انه لايجب أن أقوم بجولات مع الغرباء. |
Annen sana hiç bir yabancıyla yola çıkmaman gerektiğini öğretmedi mi? | Open Subtitles | ألم تعلمك أمك أن لا تركب مع الغرباء أبداً ؟ |
Bu yüzden karanlığı ve yabancıları tercih etmeliydim. Çünkü-- | Open Subtitles | كان لا بد أن يحدث ذلك فى الظلام و مع الغرباء |
Küçük Will yabancılardan hiç hoşlanmaz. | Open Subtitles | ويل الصغير لم يتعامل مع الغرباء بهذه البساطة من قبل. |
Ama seni uyarmalıyım yabancı erkeklere alerjisi var. | Open Subtitles | لكنني أحذرك لديها خلاف مع الغرباء |
Sizin gibi bir beyefendi nasıl önlükler, kuşaklar takar tanımadığı insanlarla el sıkışır, anlayamıyorum. | Open Subtitles | لن تفهم كيف الشبان مثلك ممكن يرتدوا مرايل و إطارات ويتصافحوا مع الغرباء |
Cep telefonunu yanına al, kaldırımdan inme ve kesinlikle yabancılarla konuşma. | Open Subtitles | خذ معك هاتفك, و امشي في الأرصفة ولا تتكلم مع الغرباء |
Büyük ihtimalle, yabancılarla dalaşmayı sevdiği ruh hallerinden birisi içindeydi. | TED | كانت في واحدة من حالاتها المزاجيّة حيث يحلو لها العبث مع الغرباء. |
Yani şimdi biliyoruz ki yabancılarla konuşmak önem taşıyor, nasıl oluyor? | TED | عرفنا الآن أن التحدث مع الغرباء مهم، فكيف يتم ذلك؟ |
yabancılarla bile sırlarımızı paylaştığımızda, sırla karşılaşma eğilimindeyiz. | TED | ونحنُ نميلُ لمقابلة الانفتاح بالانفتاح، حتى مع الغرباء. |
yabancılarla konuşmasından hoşlanmıyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا لا أحبها أن تتكلم مع الغرباء هذا كل مافي الأمر |
yabancılara iyi davranın, çünkü bazen siz de yabancı olursunuz. | Open Subtitles | كن ودوداً مع الغرباء لانك في وقت ما ستكون غريباً ايضاً |
Kişisel konuları neden yabancılara anlatıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تقوم بعرض المسائل الشخصية مع الغرباء ؟ |
yabancıların yanındayken ne istediğini çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | عندما تكون مع الغرباء, تعرف بالضبط ماذا تريد |
Dans ettim, şat yuvarladım. bir yabancıyla öpüştüm. | Open Subtitles | نعم , لقد رقصت , وتناولت المشروبات وتغازلت مع الغرباء |
yabancıları hoş karşılayacak bir yer değil. | Open Subtitles | ليس مكاناً يتعاملون فيه بلطف مع الغرباء |
yabancılardan gelecek tek şey, çıkarlarımıza karşı girişimlerdir. | Open Subtitles | المواضيع التي تخالف مصالحنا هي المواضيع الوحيدة التي نتواصل بشأنها مع الغرباء |
Ama seni uyarmalıyım yabancı erkeklere alerjisi var. | Open Subtitles | لكنني أحذرك لديها خلاف مع الغرباء |
Ayrıca da, tanımadığı insanlarla içki içen annelere. | Open Subtitles | و... هنا من اجل الامهات الذتى يشربن مع الغرباء. |