ويكيبيديا

    "مع بعضها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • birbirleriyle
        
    • araya
        
    • birbirine
        
    • birbiriyle
        
    • birlikte
        
    • bir arada
        
    • biraraya
        
    • bağlantılı
        
    • birbirlerini
        
    • iletişim
        
    Ancak robotlar birbirleriyle etkileştiği için, yanındakileri algılayarak esasen takip ediyorlar. TED ولأن الروبوتات تتفاعل مع بعضها البعض. فإنها تشعر بجيرانها، وتتابع بعضها.
    Yalnız, biz birbirimizle yaşamıyoruz; bizim deli benliklerimiz birbirleriyle yaşıyorlar ve bir kopukluk salgınını ebedileştiriyorlar. TED لكننا لا نعيش مع بعضنا البعض؛ ذواتنا الهلعة تعيش مع بعضها وتنشر وباء من الانفصال عن بعضنا الآخر.
    Goetz kaybolsa da cesedi bulunsa da Beck parçaları bir araya getirecektir. Open Subtitles اما ان يفقد جوتز او توجد جثته, بيك سيجمع القطع مع بعضها.
    Adamın barsaklarını bir araya getirip... adam ölene kadar bekleyip izledi. Open Subtitles ذاهباً لتجميع أحشاء هذا الرجل مع بعضها وقمت بمشاهدته حتى مات
    Güneş, milyarlarca parçacığın birbirine çarptığı birbiriyle etkileşime girdiği bir yerdir. Open Subtitles والشمس مكان حيث هناك مليارات الجسيمات تصطدم وتتفاعل مع بعضها البعض
    Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır. TED ولكن أنواع البلاستيك لديها كثافة تتداخل مع بعضها البعض على نطاق ضيق جداً
    Filmin bağımsız bir bölümü zamanın akışını değiştirmez veya zamanı kapsamaz; ancak parçaların birlikte dizilişiyle ortaya çıkan bir varlıktır. TED لا يتغير إطار واحد في الفلم أو يحتوي على تغير الزمن، ولكنها خاصية تأتي من كيف تلتصق القطع مع بعضها.
    Siz bunu, molekülün geri kalanını bir arada tutan omurga olarak düşünebilirsiniz. TED ويمكنك أن تعتبرها العمود الفقري والذي يربط بقية الجزيئات مع بعضها
    Bu nöronlar, aralarındaki bağlantılılar aracılığıyla ufak titreşimler ya da elektrik akımları yollayarak birbirleriyle iletişim kurarlar. TED والخلايا العصبية تتواصل مع بعضها البعض من خلال إرسال نبضات صغيرة أو تموجات كهربائية من خلال الروابط لبعضها البعض.
    Tüm bu sesler birbirleriyle uyumluydu ve aralarındaki ritmi de duyardım. TED كل هذه الأصوات اندمجت مع بعضها البعض و استطعت الاستماع إلى الإيقاع بينهم
    İnsanlık tarihi boyunca, güçlü devlet ve imparatoruklar her zaman birbirleriyle savaş hâlindeydiler ve barış, savaşlar arasında bir teneffüsten ibaretti. TED عبر التاريخ البشري، الدول والإمبراطوريات القوية دائمًا ما كانت في صراع مع بعضها البعض، والسلام كان دخيلا بين الحروب.
    Şempanzeler gerçekten bilgisayar aracılığıyla birbirleriyle iletişim halindeler. TED الشمبانزي فعلا تتفاعل مع بعضها البعض من خلال أجهزة الكمبيوتر.
    Eğer cisimleri bir araya sıkıştırırsanız ısı artar. TED إذا ضعطت الأشياء مع بعضها ، فإن درجة الحرارة ترتفع.
    O anların bir çoğu bile bir araya gelip bu hareketi başlatamaz. TED حتى الكثير من تلك اللحظات مع بعضها لا تنتج حركة.
    Tüm bu hususlar bir araya geldi ve dünyamızı çok derin bir sorun olarak gördüğüm bir homojenlik esiri yaptı. TED كل تلك العوامل تآمرت مع بعضها لتُغطي كوكبنا بهذا التماثل الذي أعتقد انه ذو اشكالية كبيرة
    Ama böyle bir ağ örgüsü yapar, onları katlayabilir, birbirine yapıştırır ve bir yirmi yüzlü elde edebilirsiniz. TED الآن يمكن أن تشكل شبكة صغيرة مثل هذه وتثنيها وتلصقها مع بعضها وتشكيل عشريني أوجه.
    Bütün bu fotoğraflar birbirine bağlanıyor ve parçalarının toplamından çok daha büyük olan yeni bir şey oluşturuyorlar. TED تصبح جميع هذه الصور مرتبطة مع بعضها ثم ينتج عنها شيء ما أعظم من مجرد كونه تجميع لهذه الأجزاء
    Görüyorsunuz ki, hepimiz kütleçekimin tek bir şey yapan bir kuvvet olduğu fikrine alışkınız, cisimleri birbirine çektiği fikrine. TED كما ترون ، فقد تعودنا ان الجاذبية هي قوة تفعل شيئاً واحداً فقط تسحب الاشياء مع بعضها
    Hadi adamım, Seç köprüyü herhangi birini. Whoa! birlikte tut. Open Subtitles هيا رجل ، أختر الجسر أي جسر أبقها مع بعضها
    Bay Tate Roma alemlerindeki gibi bir arada olmalarına ses çıkarmıyor. Open Subtitles ... السيدتيت يدعها تجتمع مع بعضها ... وكأنها حفلة خلاعية رومانية
    Çünkü ikisi eskiden ayrı yaşayan bakterilerdi ve biraraya gelerek bir süperorganizma oluşturdular. TED ذلك لأنها بكتيريا مستقلة تعيش بذاتها وتجمعت مع بعضها لتكوّن عضواً متكاملاً.
    Bu ölümler bağlantılı olabilir mi? Open Subtitles حالات القتل الثلاث هل هي مرتبطة مع بعضها ؟
    Bu yaşlı deniz kurtları birbirlerini işletmek için masallar uydurup sonra da onlara inanıyorlar. Open Subtitles كلاب البحر الكبيرة تغزل خيوطاً لتمرح مع بعضها و ينتهى الأمر, و يصدقون أنفسهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد