Mesela, dışarıda telefon direğindeki iç çamaşırının senin olup Bobby ile terastaki sevişmenizden kaldığını söylememiştin? | Open Subtitles | حقيقة أنا الملابس الداخلية التي على سلك التلفونات بالخارج تخصك عندما مارست الجنس مع بوبي على الشرفة |
Cumartesi gecesi baloya Bobby ile gidecek. | Open Subtitles | وستذهب إلى المرحلة النهائية يوم السبت مع بوبي |
Bu bana Bobby ile Saskatoon'daki işimizi hatırlattı. | Open Subtitles | أنا أذكر هذه القضية التي عملت عليها مع بوبي في ساسكاتون |
Ve Bobby ile yaptığı tüm telefon görüşmeleri tek kullanımlık telefonlar. | Open Subtitles | و كل المكالمات التي أجرتها مع بوبي كانت من هاتف قابل للرمي |
Fred'le neredeyse evleniyor olmamdan ve Bobby'le kaçmamdan dolayı çok kızgın bana. | Open Subtitles | لكنه غاضب مني عندما كدت أتزوج من فريد وهربت مع بوبي |
Bobby'le evliliğimin ilk yılını tanımladın resmen. | Open Subtitles | أنت للتو وصفت سنتي الأولى بالزواج مع بوبي |
Bobby ile oynayabileceğini sandın! | Open Subtitles | مع بوبي إعتقدت بأنّك يمكن أن تمارس الجنس مع! |
Bobby ile yer değiştirmek zorundayım ve mezarlık vardiyasında çalışacağım. | Open Subtitles | سأقوم بتبديل دوامي مع (بوبي) ، و سآخذ دوام المقبره |
Şu dönme dolap meselesi, Bobby ile takışmanız ettiğini buluyorsun, hak ettin. | Open Subtitles | تلك الحادثة مع اللعبة ذلك الهراء مع (بوبي) فلتسوّي الأمر، ولتسوّيه الآن |
Bobby ile bir işin var, bahriyeli. | Open Subtitles | هل تخطط لشيء مع بوبي بيرو؟ |
Annesi kızına der ki: "Sinemaya Bobby ile yalnız gidemezsin, küçük Johnny'i de götür." | Open Subtitles | قالت الأم لابنتها " يمكنك الخروج "مع (بوبي) لكن عليك أن تأخذي (جوني ) معكِ |
Bobby ile birlikte karavana gittiler. | Open Subtitles | انهم مع بوبي في سيارته |
Baksana Sally, git Bobby ile oyna. | Open Subtitles | أتعلمين (سالي) لمَ لا تذهبين (للعب مع (بوبي |
- Az önce Bobby ile konuştum. | Open Subtitles | (لقد تحدّثت للتو مع (بوبي - و ماذا بعد ؟ - |
Bobby ile balığa gidemeyince, ya hep işte ya da ailem ile birlikte olduğumu anladım. | Open Subtitles | عدم تواجدي مع (بوبي) يجعلني أدرك أنّني دائماً في العمل أو مع العائلة |
Vaktini Bobby ile ya da gönüllü hizmette çalışarak geçirmelisin böyle pislik bir barda harcamamalısın. | Open Subtitles | هذا الوقت يجب أن تقضيه مع (بوبي)، أو التطوع، -وليس إضاعة وقتكِ في هذهِ الحانة السيئة |
Bak, o sokakta Bobby ile oradaydım. Ama bunu başka kimse bilemez. | Open Subtitles | إسمعا، كنتُ في ذلك الزقاق مع (بوبي) ولكن لا أحد آخر يمكن له أن يعرف ذلك |
Bay Joyce Bobby ile konuştukları şeyin ne olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل قال السيّد (جويس) شيئاً عن موضوع حديثه مع (بوبي)؟ |
- Nasıl farklı? Belki de Bobby'le birkaç dakika yalnız kalsam iyi olacak. | Open Subtitles | هل يمكنني قضاء بضعة دقائق مع "بوبي" على إنفراد؟ |
Hanımlar, markette Bobby'le ilgili şu mesele hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أيتها السيدات، علينا أن نتحدث عمّا يجري في العمل (مع (بوبي |