200 altın burada bir işe yaramıyor, ama üç adam ve üç atla taşıyabiliriz. | Open Subtitles | الـ 200 قطعة من الذهب بلا فائدة هنا لكن مع ثلاثة رجال وثلاثة خيول يمكننا نقلها من هنا |
Şu ana kadar üç farklı tetikçi olduğunu ve üç olası kaçırma olayı gerçekleştiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ولغاية الآن نظن انه يوجد 3 مطلقين مختلفين مع ثلاثة حالات اختطاف |
Sorun şu ki, normalden iki kat daha ağır ve üç kat daha fazla enerji harcıyor. | Open Subtitles | المشكلة هي، انها ضعف الثقيلة مع ثلاثة أضعاف استنزاف البطارية. |
Evet. Belki yanlarında üç ya da dört kişiyle. | Open Subtitles | نعم، مع ثلاثة أو أربعة آخرين |
Hayır, ben sadece Üç tane kadınla yaşamaktan bıktım. | Open Subtitles | كلا فقد سئمت من العيش مع ثلاثة نساء لامعات |
Yaranın takip ettiği yöne göre damadın en az üç farklı silahla yaralandığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى أنماط التسنين، يكاد يكون كما لو كان العريس وقد طعن مع ثلاثة أسلحة مختلفة. |
Baylar ve bayanlar, sayın jüri, işte bazı deliller: Zamanımızın büyük ekonomistlerinden Dan Ariely ve üç arkadaşı MIT öğrencileri ile bir çalışma gerçekleştirdi. | TED | سيدات وسادة هيئة المحلفين، إليكم بعض الدلائل: دان آريلي، أحد أعظم الاقتصاديين اليوم، قام مع ثلاثة من زملائه بدراسة على بعض طلبة الإم. |
Sekiz buçuk kilometre daha kuzeydoğuya gitti ve üç adamla buluştu. | Open Subtitles | سافر مرة أخرى ثمانية كيلومترات ونصف شمال شرق سيرا على الأقدام حيث اجتمع مع ثلاثة رجال آخرين. -هل هم منا ؟ |
Polietilen halatlar, kenevir halatlar, tahta ve üç bobinli küçük makara tek bobinli geniş makara, kayışlar, çelik tel, 25 inçlik kablo palangalar, inşaat eldivenleri, İngiliz anahtarları mezura ve 4 adet destek çubuğu. | Open Subtitles | حبال "البولي بروبيلين"، وحبال القنب بكرات صغيرة مع ثلاثة حِزم، بكرة ضخمة واحدة بحزمة واحدة، الرافعات، أسلاك فولاذية كابل (25)، إنش. |
Üç tane oda arkadaşım var hatta birisi ise beleşçiydi. | Open Subtitles | إنني أسكن مع ثلاثة رفقاء في السكن وأحد منهم مفتول العضلات |
Seni temin ederim, köfteyi üçe ayırmak çocukların bir kadın yerine Üç tane adam ile dans etmesi ihtimalinin %67 olmasından daha kötü. | Open Subtitles | و أنا أؤكد لك أن تقطيع فطيرة إلى أثلاث هو لعب عيال مقارنة مع ثلاثة رجال يحاول كل واحد منهم الرقص مع 67 % من إمرأة |
üç farklı kişiyle altı randevuya çıktım. | Open Subtitles | لقد كنت على ستة مواعيد مع ثلاثة أشخاص مختلفين. |