Adam karısını onun en iyi arkadaşıyla aldatınca kadın adamı kapı dışarı etti. | Open Subtitles | لقد خانها مع صديقتها المقربة وقد أخرجته، واعتقدها أنها الآن ستريد العدل |
En iyi arkadaşıyla yaptığın şey berbat bir şeydi. | Open Subtitles | حصناً، لقد كان أمراً فظيعاً مافعلته مع صديقتها |
En iyi arkadaşıyla zaten bir ilişkin vardı. | Open Subtitles | أقصد، لقد كنت في علاقة بالفعل مع صديقتها المُقرّبة. |
Bahar tatili için arkadaşıyla birlikte yola çıktıkları gün. | Open Subtitles | في اليوم الذي غادرت فيه مع صديقتها لعطلة الربيع صديقتها |
Bir kız arkadaşıyla birlikte, gezide. | Open Subtitles | فى رحله مع صديقتها |
Kızı Alice, kız arkadaşıyla birlikte oradaydı. | Open Subtitles | و ابنتها (أليس) كانت هناك مع صديقتها |
Partimizin kötü olacağını düşündü. Bir Kız arkadaşıyla kalacak. | Open Subtitles | لقد ظنت أن حفلنا سيكون مملاً فرتبت البقاء مع صديقتها |
Kız arkadaşıyla bir bardaymış son bir kaçamak yapıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانت في حانة مع صديقتها تستمتع لأخر مرة |
Hem de arkadaşıyla birlikte, Vera Wang. | Open Subtitles | مع صديقتها (فيروت) |
Kadın, Kız arkadaşıyla olduğunu ve bir şeyler tartıştıklarını anlattı. | Open Subtitles | قالت لي أنها كانت مع صديقتها كانوا يتناقشون بأمور معينة فتوصلوا إلى نتيجة مفادها |
- Kız. Arkadaşıyla zil zurna sarhoş olmuşlar. | Open Subtitles | لقد كانت منتشية للغاية مع صديقتها |