erkek arkadaşıyla sorunları olan babasının biricik seksi biseksüeline yer açtı. | Open Subtitles | ليفسحوا المجال أمام صديقتهم الشاذة التي تعاني من مشاكل مع صديقها |
Meredith Muir'e göre, Natalie Baldwin, onun erkek arkadaşıyla yatıyormuş. | Open Subtitles | وفقا لميريديث موير، ناتالي بالدوين وجود علاقة غرامية مع صديقها. |
Çünkü bu daha ucuzdu, tutkusundan çok öfkesini gösteren erkek arkadaşıyla beraber yaşıyordu. | TED | لأنه كان أقل تكلفة، لقد كانت تعيش مع صديقها الحميم الذي كان غضبه أكبر من طموحه. |
- Eski sevgilisiyle öpüşürken mesaj atarak terk etti beni. | Open Subtitles | لقد تركتني برسالة بينما كانت تتبادل القبل مع صديقها القديم |
Lisedeki sevgilisiyle çıplak bir fotoğrafını paylaştı, ona güvenebileceğini sanıyordu. | TED | قامت بمشاركة صور عارية لها مع صديقها من المدرسة الثانوية، معتقدةً أنه من الممكن أن تثق به. |
Yani hayali bir çayı hayali arkadaşı ile içmesini mi bekleyeceğiz? | Open Subtitles | لذا الآن سننتظرها تنتهي من الشاي الغير حقيقي مع صديقها الخيالي؟ |
Eğer erkek arkadaşınla birlikte, idam edilmek istemiyorsan, biraz düşünsen iyi edersin. | Open Subtitles | إذا كنت لا ترغب في مواجهة عقوبة الإعدام مع صديقها الخاص بك , كنت تعتقد أن أفضل وأصعب التفكير بسرعة |
14 yaşındaki kızım erkek arkadaşından ayrıldı. | Open Subtitles | ابنتي البالغة من العمر 14 عاما فضت مع صديقها. |
Neden? Bir kız öğleden sonra eski erkek arkadaşıyla birlikte yürüyemez mi? | Open Subtitles | ألا تستطيع الفتاة الاستمتاع بنزهة مع صديقها السابق؟ |
Hâlâ erkek arkadaşıyla randevusunda sanırım. | Open Subtitles | مازالت فى لقائها مع صديقها على ما أعتقد. |
Sakinleşmek istiyordu çünkü erkek arkadaşıyla kavga etmişti. | Open Subtitles | ؟ احتاجت ان تكون وحيدة بسبب كان لديها خناق كبير مع صديقها |
Ve kızım erkek arkadaşıyla eve çıkmak istiyor. | Open Subtitles | وابنتي التي تريد الانتقال إلى شقةٍ مع صديقها. |
Arkadaşları Cuma günü erkek arkadaşıyla kavga ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أصدقاءها يقولون أنها تجادلت مع صديقها يوم الجمعة |
Biliyormusun, Deb yeni erkek arkadaşıyla bizi tanıştırmak için sürekli beni sıkıştırıyordu. | Open Subtitles | هل تعلمين ديب تشغل كل تفكيرى من أجل أن نكون معاً مع صديقها الجديد |
Penny ahmak erkek arkadaşıyla işi pişiriyor ve benim kafamda silinmez mürekkeple yazılmış bir yazı var. | Open Subtitles | بيني ستخرج مع صديقها السابق الأحمق وأنا لدي حبر غير قابل للمحو على جبهتي |
Bilmiyorum, galiba sevgilisiyle sorunları olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | حقاً لست أدري، أعتقد أنني قرأت شيئاً حول مشاكل مع صديقها |
Onbaşı McClain, Kıdemli Başçavuş Grimm'in öldüğü geceyi Two Moon Moteli'nde sevgilisiyle geçirdiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالوا بأن العريف ماكلين أمضت ليلة مقتل الرقيب جريم في فندق مع صديقها |
Ortalığı düzeltmenin, annesinin eski sevgilisiyle yatmasını unutturacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | ... . هلتعتقدىالقليلمنالترتيبسيجعلهاتنسى ان والدتها نامت مع صديقها السابق ؟ |
Genç bir kız, 23 yaşındaki bir öğrenci Delhi'de erkek arkadaşı ile birlikte bir otobüse biniyor. | TED | طالبة شابة في الثالثة والعشرين من عمرها استقلت حافلة في دلهي مع صديقها. |
Sen gibi davranıp erkek arkadaşınla yattığım için olmamış mıydı? | Open Subtitles | كانت عليه عندما أنا تظاهرت أن يكون لك وينام مع صديقها الخاص بك؟ |
Sonra da onu erkek arkadaşından ayırmamız lazım. | Open Subtitles | وبعدها تقطع علاقتها مع صديقها |
Bu gece ders verecek ve genelliklede yemeğini dersten önce arkadaşıyla birlikte yer. | Open Subtitles | هي تدرّس صف مسائي وعادة تتناول العشاء مع صديقها مسبقا |
- Vicky'e Selam vermeye gittim, ve erkek arkadaşı vardı. | Open Subtitles | لا، لقد ذهبت لأرحب بفيكى ولقد كانت هناك مع صديقها |