Eğer bu odadan çıkarsan takımımda işin biter. | Open Subtitles | إذا غادرت هذه الغرفة فإنّ عملك انتهى مع فريقي |
Bir daha benim takımımda oynayamazsın. | Open Subtitles | لن تلعب مع فريقي ثانية |
- Brenda benim takımımda. - Anlaşıldı. | Open Subtitles | ـ (بريندا) ستكون مع فريقي ـ عُلم |
Gayet gerçek bir andı, bütün o kalabalık, ekibim. | TED | لقد كانت لحظات حقيقية، مع الجموع، مع فريقي. |
Bu yüzden son üç yıldır ekibim ve ben, elinize sığan ve ne soluduğunuzu bilmenize yardımcı olan bir teknoloji inşa ediyoruz. | TED | في السنوات الثلاثة الماضية، قمت مع فريقي بصناعة تكنولوجيا من شأنها مساعدتك على معرفة ما تتنفس وتقبضها بسهولة في يدك. |
Bu sorularla saha araştırmasına hazırlanırken ekibimle oturdum ve sonuç olarak ne beklediğimizi konuştuk. | TED | أثناء التحضير للشروع في إعداد الاستطلاع، جلست مع فريقي وناقشنا النتيجة المتوقعة من الاستطلاع. |
Bir planım yoktu. ekibimle olmak istedim. | Open Subtitles | ليس شيء مخطط له، وأردت أن أكون مع فريقي. |
Sonra, takımımla beraber böyle üzerinde zıpladım ve işe yarıyor. | TED | بعد ذلك, قفزت إلى الأعلى هكذا مع فريقي, ونجحت |
Mısırlı takımımla birlikte çalışarak 3.900 yıl önce yaşamış birinin ismini ortaya çıkardık. | TED | بالعمل مع فريقي المصري، لقد استعدنا اسم شخص من 3,900 سنة. |
İner inmez ekibimle işe koyulmalıyım. | Open Subtitles | من المفترض أن أجلس مع فريقي فور هبوطي من الطائرة |
İletişim hizmetleri için arada sırada ekibimle çalışırdı. | Open Subtitles | يعمل أحيانا مع فريقي لتوفير خدمة المعلومات. |
O gün takımımla çok ama çok anlamlı bir ilişki kurduk, ve o günden beri de öyle sürdü. | TED | لقد مررت, بعلاقة مجدية للغاية مع فريقي في ذلك اليوم, و لقد بقيت على هذا الوضع للأبد. |
Evet, birkaç yıl önce münazara takımımla birlikte gitmiştim. | Open Subtitles | نعم. كنت هناك قبل عدة سنوات مع فريقي للمناظرة |