Korkunç şatoya geldiği zaman şüphe etmeye başlamıştı. Victor'la tanışıncaya kadar. | Open Subtitles | عندما وصلت للقلعة, اصبح لديها افكار اخرى, المقابلة مع فيكتور |
Victor'la bağlantı kopunca, tedbir olsun diye marinaları arattırmıştım. | Open Subtitles | لقد احتطتُ وقمت بتفتيش المراسي المحلية بعدما فقدت الإتصال مع فيكتور. |
Victor'la Heritage Caz Festivaline gitmek için işi asıyorum. | Open Subtitles | لن اذهب للعمل لأذهب لمهرجان التراث الأزرق مع فيكتور |
Seni seviyorum dostum, ama beni Victor ile çok garip bir duruma düşürüyorsun. | Open Subtitles | أنا احبك ولكنك تضعني في موقف محرج مع فيكتور |
Mosca meşgul. Victor ile beraber projektörü onarıyor. | Open Subtitles | موسكا" مشغول انه يثبت آله العرض" "مع "فيكتور |
İkimizde, Victor'a ait olduğunu hep biliyorduk. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن مكانك مع فيكتور. |
İkimizde, Victor'a ait olduğunu hep biliyorduk. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن مكانك مع فيكتور. |
Aklımdaki en önemli şey bu olmasa da Viktor'la beraber olman onu çok büyük bir risk altında bırakıyor. | Open Subtitles | و هذا هو أهم إهتماماتي و لكن , كونك مع فيكتور فأنتِ تعرضينه لخطر كبير |
Bu aralar Victor'la sadece ben ilgileniyorum sanıyordum. Victor öldü. | Open Subtitles | ظننت اننى الوحيد الذى يتعامل مع فيكتور هذة الايام فيكتور مات |
Bu aralar Victor'la sadece ben ilgileniyorum sanıyordum. Victor öldü. | Open Subtitles | ظننت اننى الوحيد الذى يتعامل مع فيكتور هذة الايام فيكتور مات |
Victor'la konuşmalıyım. Çok önemli. | Open Subtitles | لاكنني يجب أن اتحدث مع "فيكتور" بموضوع مهم جداً |
İki numaralı Victor'la hiç konuştunuz mu? | Open Subtitles | - هَلْ تَكلّمتَ مع فيكتور إثنان أبداً؟ |
Hayır, sadece Victor'la. | Open Subtitles | لا ، فقط مع فيكتور |
Victor'la ilişkisi ciddi. | Open Subtitles | لديها شيء جيد مع فيكتور |
- Victor ile hiç görüşmediniz. | Open Subtitles | لم يكن لديك أي اتصال مع فيكتور. |
Victor ile arasında bir şeyler var. | Open Subtitles | لديها شيء جيد مع فيكتور |
Bak Victor ile kalmak zorunda değilsin. Bir evin var. | Open Subtitles | (لستِ مضطرة للبقاء مع (فيكتور لديكِ منزلك |
O elbiseleri Victor'a evinde tutması için bıraktım, fahişelerine giydirsin diye değil. | Open Subtitles | (تركت الملابس مع (فيكتور حتى يحفظها لا كي يقرضها لعاهراته |
Brody'yi Victor'a yakın tutmak zorundaydık, bu yüzden ona sahte hırsızlık suçlamasında bulunduk, ve onu Victor'un ne planladığını öğrenebilmek için içeri attık. | Open Subtitles | كان يجب أن نجعله قريباً من (فيكتور)، لذا وضعنا تهم سرقة مُزيّفة عليه، وألقوا به، في السجن مع (فيكتور) حتّى يتمّكن من معرفة ما كان يُخطط له (برودي). |
Ve Musa Viktor Karp ve uzun menzilli füzelere ulaşabilecek biriyle çalışıyor. | Open Subtitles | وموسى كان يعمل مع فيكتور كارب، وتاجر الذراع الذي لديه حق الوصول إلى صواريخ بعيدة المدى. |
İçten içe ikimiz de senin yerinin Viktor'un yanı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | داخل منا، كلانا يعرف كنت تنتمي مع فيكتور. |