Sana o paraları, sen Kate'le çıkarken hıyarın biri Bianca'yla aramıza girsin diye vermedim. | Open Subtitles | لقد دفعت لك لكى تخرج مع كيت حتى استطيع الانفراد ببيانكا لبعض الوقت |
Bir de uğraştığım vakaların altında ezildim kaldım, Kate'le nişanlandık. | Open Subtitles | وأنا منشغل بحالات مرضاي وقد تحدتث مع كيت مؤخراً |
Erkek arkadaşı var mı yok mu, Kate'le araları nasıl. | Open Subtitles | وإن كان لديها صديقٌ حميم أو لا كيف تتعامل مع كيت |
Bu kasabada Kate ile birlikte olmak istemeyen bir tek erkek bile yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد رجل في المدينة كلها ليس لديه الإستعداد للتضحية بأي شيء من أجل البقاء مع كيت , مفهوم ؟ |
Seni tanımıyorum, ama Kate ile ilişkim hakkında bir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا لا اعرفك و انت لا تعرف اي شيء عن علاقتي مع كيت |
Mike sakın unutma, Kitt ile doğrudan saldıramazsın. | Open Subtitles | مايك ، تذكر ، لا يمكنك الهجوم مباشرة مع كيت |
Çünkü, sen kendini Cate'e açtın ve şimdi ne durumdasın? | Open Subtitles | السبب في وضعك مع كيت إلى اين اوصلك هاذا انت |
Ayrıca ileriye dönük olarak, Kate'le asansöre ya da taksiye binmeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا في رحلة مصعد أو في سيارة أجرة مع كيت. |
Bana deli diyebilirsin ama Kate'le konuşurken yüzünde aptal bir ergen bakışı vardı | Open Subtitles | أدعوني المجنونة , لكن عندما تتحدث مع " كيت " تتنابك نظرة المراهقين الغبية على وجهك |
Kate'le takılacağım. -Central'ın kızlarıyla... | Open Subtitles | لا , أعتقد أني سأبقى مع كيت |
Kate'le takılacağım. -Central'ın kızlarıyla... | Open Subtitles | لا , أعتقد أني سأبقى مع كيت |
Şunu söylemeliyim gerçi ikimizin arasındaki bağlantıları idare ettin özellikle Kate'le. | Open Subtitles | على الرغم من هذا علي أن أقول بأنك تمكنت من خلق وصلة وجدت صداها بيننا (خصوصاً مع (كيت |
Bekle, Kate'le çalışmıyor musun? | Open Subtitles | إنتظر ، أن تعمل مع كيت ؟ |
Kate'le yaptığımız seansların nasıl geçtiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | برأيك كيف مضت جلساتنا مع (كيت)؟ |
Kate ile ne kadar mutlu olursan ol eski sevgilini başka biriyle görmek her zaman zordur | Open Subtitles | انظر، مهما كنت سعيد مع كيت. سيظل من الصعب دائمًا رؤيتك لصديقتك السابقة مع شخص جديد. |
Bu yeni kimliklerle istediğin yere gidebilirsin, Kate ile hem de! | Open Subtitles | بهذه الهويات الجديدة، يُمكنك الذهاب إلى أي مكان تريده مع (كيت) |
Kate ile ilk randevumuzda zengin bir herifin otel odasına kapak atmıştık. | Open Subtitles | ،(في موعدي الأول مع (كيت تسللنا لغرفة رجل غنيٍ في أحد الفنادق |
Kitt ile bağlantı kurduk. Konuştuğumuz gibi analiz ediliyor. | Open Subtitles | نحن على إتصال مع كيت ، و هو يقوم حاليا بتحليله فى هذه اللحظة التي نتكلم فيها |
Katie ve Lisa'nın Kitt ile birlikte olması sinir bozucu olmalı. | Open Subtitles | و لابد أنك محبط بعض الشئ لوجودك هنا وحيدا بينما كاتي و ليزا مع كيت |
Mike Kitt ile birlikte 1 saatten az bir sürede dönecek. | Open Subtitles | مايك سيعود مع كيت في أقل من ساعة |
Cate'e açıldığım için incinmedim. | Open Subtitles | لم اكن اتأذى بسسب انني لم اضع نفسي مع كيت |
Bunu Cate'e söylemen gerekmez mi? | Open Subtitles | الا يجب ان تتحدث مع كيت |