Her cumartesi evinde poker partisi için bir grup sert adamla toparlanır. | Open Subtitles | كان لديه لعبة بوكر خارج منزله مع مجموعة من الفتيان كل سبت |
Başka bir grupla sorun yaşarsanız, size yardımcı da oluruz. | Open Subtitles | وإذا ما كان لديك مشكلة مع مجموعة أخرى فسنكون بجانبك |
- Balolar salakçadır. - Belki beraber gideriz. | Open Subtitles | آه، أنت ستذهبين مع مجموعة من أصدقائك مثلاً؟ |
bir grup ile yemek yediğimizi birilerinin görebilmesi düşüncesi, bu şekilde mi ifade etmiştin, anne? | Open Subtitles | لم ترد أن يرانا أحد نأكل مع مجموعة من الـ.. ماهي الكلمة التي قلتِ يا أمي ؟ |
Bn. Clark kilise grubu ile iki haftalığına Afrika'ya gitmiş. | Open Subtitles | السّيدة كلارك في أفريقيا لمدة إسبوعين مع مجموعة من كنيستها |
Ama grup hâlindeyken yakın durmaya çalışmalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | لكن حين تكونين مع مجموعة فحاولي أن تظلّي بالقرب منهم، اتّفقنا؟ |
10 yaşındaki Stan'in, bir tur grubuyla birlikte olacağının farkına varması, böbreküstü bezlerinin yavaşlamasına neden oldu. | Open Subtitles | لستان مارش البالغ 10 أعوام إدراكه أنه سيكون مع مجموعة تسبب في بطئ في الغدة الكظرية |
Yemekteyken aynı masayı paylaşan bir grup yabancıdan ibaret olduğumuzu fark ettim. | Open Subtitles | في العشاء أثّر عليّ أننا كنا نتشارك وجبة مع مجموعة من الغرباء. |
Davacıyı tanıyorum. Seni azılı bir grup çete üyesiyle aynı yere tıkmak istiyor. | Open Subtitles | أعرف المدعية العامة، وهي تريد أن تضعكِ مع مجموعة من أعضاء عصابات منافسة. |
bir grup tecavüzcü ile gitmektense onlarla gitmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل الذهاب معهما من أن أذهب مع مجموعة من المجرمين. |
Başkan,Kuzey Kore'den olan küçük bir grupla gizli bir buluşma için geliyor. | Open Subtitles | الرئيس قادم من أجل اجتماع سري.. مع مجموعة صغيرة من كوريا الشمالية. |
Şimdi, anlayabileceğiniz gibi, küçük bir grupla, küçük bir yerde uzun süre yaşamak oldukça zordur. | TED | الآن، كما تتخيلون، إنه من الشاق جدًا العيش مع مجموعة صغيرة فحسب من الناس في مساحة صغيرة لفترة طويلة. |
Diğer bazı faktörlerin kilo kaybına neden olma olasılığını kaldırmak için bu katılımcıları çalışmadan önce kahvaltı yapmamış ve çalışma sırasında atlamaya devam eden bir grupla karşılaştırmamız gerekir. | TED | لاستبعاد احتمال أنّ أحد الأسباب الأخرى قد يكون المسبب لفقدان الوزن، سنضطر لمقارنة هؤلاء المشاركين مع مجموعة لا تتناول الإفطار قبل إجراء الدراسة وواصلوا عدم تناوله خلال إجراء الدراسة. |
Yıllardır tanıdığım arkadaşlarla hep beraber süreriz. | Open Subtitles | أنا أتسابق مع مجموعة من أصدقائى الذين أعرفهم منذ الأزل |
Buna kesinlikle arkadaş sürüsüyle beraber yayıncı yayıncı dolaşması dahil değildi. | Open Subtitles | والتي تتضمن عدم التنقل من ناشر الى ناشر مع مجموعة من الاصدقاء |
Yabancılarla bir grup ile boşa alıyorum? Burada, biz düşünmek tüm bu boşluk var. | Open Subtitles | تصاب بالثمالة مع مجموعة من الغرباء؟ هنا لديا كل هذه المساحة لنفكر |
Yıllar önce bir grup ile nehir kıyısındaydım ama benim bu tür eylemleri bıraktığımı öğrenmiş olmalılar ve onlara göre bu beni herhangi bir azınlıktan bile daha kötü yapar. | Open Subtitles | كنت مع مجموعة بالخارج علي ضفة النهر منذ سنين ولكن يجدر بهم معرفة أنني تركتُ التنظيم وفي نظرهم هذا يجعلني سئ أو أسوأ من أي أقلية |
Bn. Clark kilise grubu ile iki haftalığına Afrika'ya gitmiş. | Open Subtitles | السّيدة كلارك في أفريقيا لمدة إسبوعين مع مجموعة من كنيستها |
Bu Dr. Lowell Wood'un grubu ile çalışan Livermore tarafından 1989 yılında ortaya atılmış bir fikir olarak ortaya atıldı. | TED | هذه فكرة ، ومرة أخرى ، خرجت من ليفرمور في عام 1989 ، مع مجموعة الدكتور لويل وود. |
Ama grup hâlindeyken yakın durmaya çalışmalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | لكن حين تكونين مع مجموعة فحاولي أن تظلّي بالقرب منهم، اتّفقنا؟ |
Çocukken, bir oyuncu grubuyla birlikte Özgür Şehirler'de seyahat ederdim. | Open Subtitles | وأنا صبيُ، كنت أسافر مع مجموعة من الممثلين خلال المدن الحرة |
Helix Global Bakım grubuyla birlikte değilsiniz. | Open Subtitles | أنتِ لستِ مع مجموعة (هيلكس) الصحية العالمية |