kendi kendine ne yaptığı merak konusu. | Open Subtitles | هذا يجعلكِ تتساءلين عمّا كان يفعله مع نفسه |
Sadece kendi kendine konuşuyor çünkü o iblisler yaratıyor anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد أنه يتحدث مع نفسه . هذا لا يعني أنه يصنع مشعوذين |
Ah, ne kadar yaptığını olduğunu, kendi kendine konuşuyor? | Open Subtitles | أوه ، كم مضى عليه و هو يفعل هذا التحدث مع نفسه ؟ |
Ama şimdi onlara bak, kendisiyle anlaşmaya varmış bir sistem. | Open Subtitles | و لكن أنظري إليهم الآن نظام في مصالحة مع نفسه |
Üzgünüm, etrafta bununla geziniyorum. Kendi kendisiyle konuşan deli biri gibi görünüyorum. | Open Subtitles | معذرة، أستعمل السماعات باستمرار، وأبدو كشخص مجنون يتحدث مع نفسه |
Kendi kendisine gitmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | يجب ان نجعله يتكلم لا يجب ان ندعه مع نفسه فقط .. |
Boşa nefes tüketiyor. | Open Subtitles | مع نفسه كليّاً. |
Peki, okul öncesi, de kendi kendine konuşur, ve daha sonra evde, o kimseye konuşmaz. | Open Subtitles | حسناً ، في ما قبل المدرسة هو يتحدث مع نفسه . و بعدها في المنزل لا بتحدث مع أي أحد |
Siz ikiniz bizden ayrı tamamen kendi özel evinizdeyken kalanlarımız da kendi kendine geçinip giderken. | Open Subtitles | بينما كليكما تنفصلان في منزلكما بخصوصية بينما بقيتنا يتخبط مع نفسه |
İsa, kendi kendine varoluşçu bir sohbet ettikten sonra ortaya çıktı. | Open Subtitles | ثم قدم إلينا اليسوع كان لديه حديث وجداني مع نفسه |
Mutfakta kendi kendine mırıldanırken buldum. | Open Subtitles | وجدته في المطبخ يتمتم مع نفسه لم أتمكن من إيقاظه |
Hafif şizofreni belirtileri gösteriyordu kendi kendine konuşuyordu, sesler duyuyordu. | Open Subtitles | لقد كان يظهر بعض علامات الفصام يتكلّم مع نفسه , يسمع أصواتاَ |
Adamın kendi kendine konuşması kötüye işarettir. | Open Subtitles | من الخطر أن يتحدث الشخص مع نفسه |
-Hangisi daha acıklı bilmiyorum kendisiyle satranç oynayan biri mi yoksa çoktan kaybolduğunu anlamayan biri mi? | Open Subtitles | رجل يلعب مع نفسه الشطرنج ، أو رجل لا يرى أنه فعلاً خاسر |
Bu yüzden Prof. Nikaido virüsü Watari`ye emanet etti ve geliştirdiği panzehiri imha etti .kendisiyle beraber. | Open Subtitles | لهذا الأستاذ نيكايدو إئتمن واتاري بهذا الفيروس وحطّم الدواء الوحيد المطور سويّة مع نفسه. |
Ki son zamanlarda, daha kötüsü yalnız olduğunu düşününce, kendisiyle tartışıyor. | Open Subtitles | ،والذي لم يبدو أمراً جللاً إلا مؤخراً ،عندما يعتقد أنه وحده يتجادل مع نفسه |
Ama son zamanlarda kendisiyle tartıştığını söylemedin mi? | Open Subtitles | لكنّكِ قلت بأنّه يتجادل كثيراً مع نفسه مؤخراً |
Belki diğer kupalarla bozuştu ve kendisine biraz zaman gerektiğini farketti. | Open Subtitles | ربما أراد أن يحظى بوقتٍ مع نفسه كما فعلت باقي الأكواب وسقطت |
Evet, temamız da bir insanın sahip olabileceği en büyük aşk, kendisine duyduğu aşktır. | Open Subtitles | نعم، ستكون الفكرة فى ان اعظم حب قد يحصل عليه الرجل، هو حبه مع نفسه |
Boşa nefes tüketiyor. | Open Subtitles | مع نفسه كليّاً. |