Hatırladığım kadarıyla o kız ailesiyle birlikte bir kaç yıl önce Almanya'ya taşındılar. | Open Subtitles | فتاة، كما أعرف أنا غادرت إلى ألمانيا مع والديها منذ أكثر من سنة |
Medya kütüphanesinin arkasında ailesiyle birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | إنّها تسكن مع والديها بمركز المدينة وراء المكتبة |
Bu kasap şimdi kızın ailesiyle birlikte. | Open Subtitles | هذا الجزار الآن مع والديها |
Evet, ama Lisa Mills kaçırıldığı zaman ailesi ile birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | .صحيح (أجل، لكن (ليسا ميلز كانت تعيش مع والديها .وقت أختطافها |
Jennifer Randall ailesi ile birlikte ve en iyi iki arkadaşı. | Open Subtitles | ــ بلي (جينفر راندل) مع والديها ومع أعز صديقاتها |
Bajrangi'nin yüzüne tüm kapılar kapanınca ...çocuğu ailesine kavuşturmak için sadece bu seçeneği kalmıştı. | Open Subtitles | وعندما فشلت كل الخيارات الأخرى .. "كان Bajrangi فقط هذا خيار واحد اليسار إلى توحيد لها مع والديها." |
ailesiyle birlikte tatilde. Bu cep telefon numarası. | Open Subtitles | انها في اجازة مع والديها |
ailesiyle birlikte yaşıyor. | Open Subtitles | تعيش مع والديها. |
Altı yaşındayken ailesiyle birlikte Porto Riko'dan New York'a beş yıl sonra da Philadelphia'ya taşınmış. | Open Subtitles | انتقلت إلي نيويورك (قادمةً من (بورتوريكو مع والديها عندما كان عمرها ستة سنوات ثم إلى (فيلادلفيا) بعد ذلك بخمس سنوات |
ailesiyle birlikte olmalı. | Open Subtitles | ربما قد ذهبت مع والديها. |
Barbara ailesiyle birlikte geliyor. | Open Subtitles | ستأتي (باربرا) مع والديها. |
35 yaşında ve ailesi ile birlikte yaşıyor. | Open Subtitles | - تعيش مع والديها بعمر ال 35 |
Bajrangi'nin yüzüne tüm kapılar kapanınca ...çocuğu ailesine kavuşturmak için sadece bu seçeneği kalmıştı. | Open Subtitles | وعندما فشلت كل الخيارات الأخرى .. Bajrangi فقط كان هذا خيار واحد ترك لاعادة توحيد لها مع والديها. |