- Çok tatlıydı. - gitmeden hemen önce seviştik. | Open Subtitles | على العكس كان على افضل حال حتى أننا اقمنا علاقة قبل مغادرته |
Dün gece benimle vedalaşabildi, fakat gitmeden önce kızkardeşime veda edemeyeceğinden endişeliydi. | Open Subtitles | لقد تمكن من توديعي الليلة الماضية لكنه كان بلا شك متلهف لتوديع شقيقتي أيضاً قبل مغادرته |
Evden ayrılmadan önce onu vurmuş olabilir, sonra da onu aramıştır. | Open Subtitles | كان بإمكانه رميها بالرصاص قبل مغادرته, ثم أبلغ عنها. |
İspanya için ayrılmadan önce gittiği yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي ذهب اليه قبل يوم من مغادرته متوجها الى اسبانيا |
Türkiye'de üniversiteye kabul edilmedi. Ürdün'ü mülteci olarak terk ettiği anda geri girmesi yasaktı. | TED | في تركيا، لم يتم قبوله بالجامعة، وحين مغادرته للأردن كلاجئ لم يُسمح له بالرجوع مجددا. |
Ben gittikten sonra Tyson bir şey dedi mi? | Open Subtitles | هل قال تايسون أى شىئ قبل مغادرته ليلة أمس |
Evden ayrıldıktan sonra, annesi tümünü yok etmiş. | Open Subtitles | فأمها دمرت كل صورة إستطاعت إيجادهابعد مغادرته |
gitmeden giysi, para, mücevher ve küçük elektronik eşyalar alıyor. | Open Subtitles | و قبيل مغادرته فهو يأخذ ملابس ضحاياه المال و المجوهرات و الادوات الالكترونية الصغيرة |
Yani, gitmeden önce geçirdiğimiz yılları kastediyorum. | Open Subtitles | اقصد وجوده فى حياتى, خلال تلك السنوات قبل مغادرته. |
Evi yakıp gitmeden kasabadan ayrıldığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التأكد من مغادرته للبلدة بدون إثارة الفوضى |
Bak, mahkeme kararını ihlâl ediyor. Bu tarihleri gitmeden kabul etmişti. | Open Subtitles | أنظر، إنه إنتهاك لأوامر المحكمة، وهو قد وافق على هذه المواعيد قبل مغادرته |
Ayrıca gitmeden bir hafta önce banka hesabına 2,500 dolar çekmiş. | Open Subtitles | و إستقبل أيضا وديعة بـ 2500 دولار في حسابه البكي قبل أسبوع من مغادرته |
ayrılmadan önceki gece bana evlenme teklif etti. | Open Subtitles | طلبني للزواج منه في الليلة التي سبقت مغادرته. |
Savaş için ayrılmadan önce geri dönene kadar topraklarını yönetmesi için tahtını tek gerçek aşkına emanet etti. | Open Subtitles | وقبل مغادرته للمعركة عَينّ حبهُ الوحيد بالجلوس مكانهُ على عرش الحكم لحين عودتهُ |
Sence Pitt kardeş Kabil'den ayrılmadan önce son bir gol atmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا الرجل بيت قد أحرز هدفا قبل مغادرته لكابل؟ |
ve adam terk edilmiş bir evin içindeydi, dışarıda değil ve ev tıpkı Adriana'nın zorla terk ettiği evine benziyordu. | TED | كان في الحقيقة داخل منزل مهجور، وليس خارجه، منزل مماثل تماماً لمنزل أدريانا التى أجبرت على مغادرته. |
Herkes evi 8'den önce terk ettiğinde hemfikir. | Open Subtitles | الكل أتفق على مغادرته للمنزل قبل الثامنه |
Bakmanın anlamı yok. O gittikten sonra temizlendim. | Open Subtitles | لا فائدة من تفقد المكان لقد ازلت آثاره فور مغادرته |
ayrıldıktan bir yıl sonra eşi vefat etti, çocuklar ortada kaldı. | Open Subtitles | بعد سنة من مغادرته توفيت زوجته تاركة الطفلين |
Evans, yola çıkmadan önce karısını öldürdü. Sonra da gemiye geldi. | Open Subtitles | أيفانز قتل زوجته قبل مغادرته للإنضمام إلى السفينة |
Hastane santrali, onun gece yarısı 2'den sonra ki durumunu kontrol ediyor. | Open Subtitles | محطة التمريض سجلت مغادرته بعد إنتهاء جولته على المرضى تمام الثانية صباحًا |
Katil çıkarken "açık" levhasını döndürmüştür. Bu, ona kaçmak için zaman kazandırır. | Open Subtitles | المهاجم قلب الافتة أثناء مغادرته مما وفر له وقت للهروب |
Köyden ayrılsa bile, senin peşinden gitmesini istemiyormuş. | Open Subtitles | انه لا يريدك أن تذهب خلفه بعد مغادرته القرية |