Şuna bak! Satranç tahtası kurulmuş bile. Ne sürpriz. | Open Subtitles | حسنا إنظر إلى هذا لوح الشطرنج جاهز با لها من مفاجئه |
O yüzden ona gerçek bir sürpriz parti düzenlemek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أنسق لها حفلة مفاجئه أخرى ... واحدة حقيقه |
- sürpriz değil, onu gemiye alır almaz yük bölümünden yaşam desteği çektik. | Open Subtitles | ليست مفاجئه إعتِباراً بأننا أبطلنَا أنظمه دعم الحياه فى خليجَ الشحنَ عندما حَصلنَا عليه على السفينةِ |
Size New Mexico'da sürprizim var demiştim, hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | يا رفاق, أتذكرون عندما قلت عندي لكم مفاجئه في نيو مكسيكو؟ |
Bay Haarwood, sizi Alex'te yeniden görmek ne kadar şaşırtıcı. | Open Subtitles | سيد هاهاروود , مفاجئه غير متوقعه عودتك إلى سينما أليكس |
Ambarda Chloe'ye sürpriz parti verecektik, hatırlamadın mı? | Open Subtitles | سنقيم حفله مفاجئه في حظيرتك بمناسبة عيد ميلاد كلوي أتذكر |
Hava alanından buraya geldim sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | جئتُ مباشرةً هنا منالمطار. أريدها أن تكون مفاجئه. |
Ama kız arkadaşına sürpriz hazırlayan bir adama göre neden bu kadar hüzünlü duruyorsun? | Open Subtitles | لكن لرجل يحاول مفاجئه فتاته لما تبدوا مكتئب؟ |
Bu bir sürpriz oldu biliyorum ama öyle olsa bile... onun benden beş milyon kez üstün olduğunu düşünmenize rağmen, ama gerçekten de inanıyorum ki sizin de söylediğiniz gibi, daha muhteşem şeyler olmuş. | Open Subtitles | اعلم ان هذه مفاجئه وحتى لو كانت كذلك يجب ان تعلمي انه اعلى مني بملايين المرات |
sürpriz parti yaparız diye düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر أننا يجب أن نقيم له حفلة مفاجئه |
sürpriz bir baskın. Ben bile vaktini bilmiyorum. | Open Subtitles | سيقومون بحمله مفاجئه و حتى أنا لا أعرف موعدها |
Dediğine göre, eşine romantik bir sürpriz hazırlıyormuş. | Open Subtitles | لقد قال انه كان يحضر مفاجئه رومانسيه لها |
Buna göre, orada benim için sürpriz bir pizza partisi düzenleniyor. | Open Subtitles | بناء على هذا، ستقام لي حفلة بيتزا مفاجئه ستقام هناك |
Frasier ve ben sürpriz parti hazırlıyorduk. | Open Subtitles | انا و فريجر خططنا لحفلة مفاجئه |
- sürpriz partiydi. - Ne güzel bir hikaye. | Open Subtitles | لقد كانت حفله مفاجئه - يا لها من قصه جميله - |
Bayan Vandervoort'a sürpriz yaptık. | Open Subtitles | نحن نعد مفاجئه للسيده فاندورفورت |
Ona bir sürpriz parti hazırlayabiliriz! Çok iyi bir fikir. | Open Subtitles | يمكننا ان نحضر لها حفلة مفاجئه |
Büyük sürpriz oldu, değil mi? | Open Subtitles | أذآ,تلك كانت مفاجئه, أليس كذلك؟ |
Sana bir sürprizim var. | Open Subtitles | لدي مفاجئه لكِ. |
Hepsi dişi ve sergiledikleri davranışlar oldukça şaşırtıcı. | Open Subtitles | فكل هـؤلاء إنـاث وقد كشف لنا سلوكهم فى الحقيقه عن مفاجئه |
Ve Michael kendi ziyaretçisiyle sürprize uğramak üzereydi. | Open Subtitles | و مايكل كان على وشك ان يحصل على زياره مفاجئه |