Büyük ihtimalle bu yüzden 6.30'da buluşmak istediler. | Open Subtitles | ولهذا السبب يُريدون مقابلتنا في الساعة الـ 6: 30 |
Ve yarın görüşmek istiyor yeni aksiyon filmine şarkı yapmak için. | Open Subtitles | ويريد مقابلتنا غدا بشأن بعض الأغاني من أجل فلم أكشن جديد. |
Patronunun bizimle tanışmak istediğini söyledi ve sen de kabul ettin. | Open Subtitles | لماذا وافقت؟ .لقد قالت ان رئيسها يريد مقابلتنا وانت وافقت |
İlk soygun grubundaki çilingir Charles Briggs bizimle görüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | تشارلز بريغز, فاتح الاقفال من فريق اللصوص الاصليين وافق على مقابلتنا |
Kimseye benimle görüşmeye geldiğinizden bahsetmemelisiniz. | Open Subtitles | ولا يجب ان تخبرى اى شخص عن مقابلتنا هذه |
Evet, ama son buluşmamız beklendiği gibi geçmedi. | Open Subtitles | بلى، ولكن مقابلتنا الأخيرة لم تسر بشكل جيد |
Bizimle görüştüğünüz için teşekkürler. Birkaç soru sormak istiyoruz. | Open Subtitles | شكراً لك على مقابلتنا نود طرح بعض الأسئلة |
Maalesef ki kısa röportajımız benim fikrimi bile değiştirmeye yetmedi. | Open Subtitles | للأسف مقابلتنا القصيرة لم تكن تكفي لأغير رأيي |
Sadece bizimle buluşmak ve kaybedilen zamanı telafi etmek istedi. | Open Subtitles | ،كما تعلم، أرادت فقط مقابلتنا إصلاح الوقت الضائع |
İki ateşli, zeki ve üniversiteli kızla Florida'nın en iyi gece kulüplerinden birinde buluşmak üzereyiz. | Open Subtitles | لدينا فتاتان جامعيّتان مثيرتان وذكيّتان. وفي ذروة قواهنّ الجنسيّة. وهنّ على وشك مقابلتنا |
Freemont ve Coates, ya da her kimseler, bizimle buluşmak istiyorlar. | Open Subtitles | فريمونت " و " كوتس " , أو أيا كانوا" يريدون مقابلتنا |
Breena, saat kaçta görüşmek istediklerini öğren ve şevkle orada oluruz. | Open Subtitles | فى أى وقت يرغبون فى مقابلتنا وسنكون متواجدون هناك مرتديين الأجراس |
Her ne anlatmaya çalıştıysa, Omoc'un uyarısının, Travell'in bizimle görüşmek istediği konuyla bir ilgisi olmalı. | Open Subtitles | مهما كان ما يعني, أراهن على تحذير أوماك أنه شيء ما له علاقة بما تريد ترافيل مقابلتنا حوله |
Polis, bu sabah, hepimizle görüşmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | أنصت يا صاح ، لقد قالت الشرطة هذا الصباح بأنهم يرغبون في مقابلتنا جميعاً |
Bir cenazede tanışmak çok şairane gelmiyor mu? | Open Subtitles | أيست مقابلتنا فى الجنازة تشبه الروايات؟ |
Bizimle görüşmeyi kabul etti ama içeri girmeyi başarsam bile beyni tam bir kara kutu. | Open Subtitles | لقد وافق على مقابلتنا لكنّنا حتى لو دخلنا منزله فدماغه صندوقٌ أسود مقفل |
görüşmeye Oak Bar'da devam edeceğimizi sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت سننهي مقابلتنا في الحانة أسفلاً |
22 Ağustos 1998, ikinci buluşmamız. Eğer Antoine'i yakalayamazsan ne olur diye sormuştum. | Open Subtitles | 22أغسطس 1989 في مقابلتنا الثانية أسألك ماذا سيحدث لو لم تحصلي على "أنطوان" |
Bizimle görüştüğünüz için teşekkür ederim doktor. | Open Subtitles | شكراً لك يا دكتور علي مقابلتنا |
Maalesef ki kısa röportajımız benim fikrimi bile değiştirmeye yetmedi. | Open Subtitles | للأسف مقابلتنا القصيرة لم تكن تكفي لأغير رأيي |
Ona bizimle buluşmasını söyledim. Yapacak işleri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | طلبت منها مقابلتنا, قالت أنها مشغولة ببعض المهمات |
Son görüşmemizi tekrar ediyorsun şu an. | Open Subtitles | أنت فقط تعيدين تلاوة مقابلتنا السابقة علي |
Bizimle buluştuğunuz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكَ على مقابلتنا. |
Kısa görüşmemiz sırasındaki düşüncenize yardımcı olamam, ama fikrimi de değiştirmeyeceğim, umarım maaşınızı yükseltmemiz kaybınızı karşılar." | Open Subtitles | وبالأخص وانا اقدر جماله الذى لاحظته خلال مقابلتنا القصيرة. ولكنى اخشى اننا مصرون على هذه النقطة, |
Biliyorum ama eğer seni nişanlım olarak tanıştırsaydım nasıl tanıştığımız, ne zaman evleneceğimiz yüzüğümün nerede olduğu gibi cevaplayamayacağım sorular sorardı. | Open Subtitles | أعلم هذا، لكن لو قدَّمتك إليها كخطيب، فكانت ستسألني عن طريقة مقابلتنا لبعض، ومتى سنتزوج، و أين هو خاتم الخطوبة، |