"مقابلته" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tanışmak
• görüşmek
• görmek
• buluşmak
• tanışmanı
• tanışmayı
• görüşmeyi
• tanışabilir
• tanışman
• görüşmeye
• tanışmam
• buluşmamı
• tanışabilirsin
• görüşme
• tanışma

- Hakkında tez yazıyorum. - Onunla tanışmak ister misin?
ـ أنا أكتب بحثاً عنه ـ هل تريد مقابلته ؟

Yeni toprak sahibine, yeni komşusunun onunla tanışmak istediğini söyleyin.
أبلغ السيد الجديد أن جاره الجديد يريد مقابلته

Kendisiyle görüşmek isteyen herkesi kolayca kabul eden biri değildir o.
أيها الملاعين هو ليس بالشخص السهل مقابلته لكل من يتمنى ذلك

Ona kötü bir durumu aktaracağım. Ben bir vatandaşım ve onu görmek istiyorum.
. هذا شيء مُشين في حقه أنا مواطن و أود مقابلته

Bugün, suçlu bir kaçakla buluşmak üzere konuştunuz.
أنتِ تكلّمت عن مجرم هارب بشأن مقابلته اليوم

tanışmanı istediğim biri var.
هناك شخص ما اريد منك مقابلته انه موسيقى عراقى

Her zaman onunla tanışmak istedim. Bu adam gerçek bir kahraman.
دائماً يريدون مقابلته هذا الرجل بطل حقيقي.

Ama siz ikiniz gerçekten ciddiyseniz onunla tanışmak isterim.
لكن لو أنكما تأخذان الموضوع بشكل جدى فانا أود مقابلته

Onunla tanışmak istediğini biliyordum. Mutlu olmanı istedim. Tek yapmak istediğim buydu.
أعلم بأنك أردت مقابلته ، علم بأنه ذلك سيسعدك سعيد ، هذا فقط ما كنت أريد فعله

Tabi eğer şimdi gelip onunla tanışmak istemezsen. Büyük ihtimalle yeni erkek arkadaşındır.
الا اذا كنتِ تودين مقابلته الأن لابد وانه صديقكِ الجديد

Ve o kıdemlilerle görüşmek istediğinde onlar da onunla görüşürdü. çünkü o orada çok iyi eğitimli olarak bilinirdi. Onun sıradışı bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyorlardı.
و طلب أن يقابل الطاقم الأعلى، و قد وافقوا على مقابلته لأن الجميع فى هذا المكان كان يحسن الظن فيه. فقد اعتقدوا أن له مستقبل استثنائى.

Biriyle görüşmek için gitmiştim.
لقد كان هنالك شخص علي مقابلته لذا ذهبت للحظات

Evliliğin söz konusu olmadığını ve onu görmek istemediğini söyle.
لم لا تقولين له أن الزواج مرفوض و أنك لا تنوين مقابلته بعد الآن

Ne yapacağını söyleyeyim. Generale git ve onu görmek istediğimi söyle.
سأخبرك ماعليك فعله ,تذهب لذلك الجنرال وتهبره انني اريد مقابلته

Ona yeni bir telefon vermek için buluşmak istediğini söyle.
أبلغيه أننى أود مقابلته ، وأن لديك هاتف له

Onunla tanışmanı istemedim çünkü ondan çok hoşlanırdın ve bu da benim için bir sorun yaratırdı.
أنا ألم وأبوس]؛ ر أريد منك أن مقابلته. كنت وأبوس]؛ د مثله، وأنه يمكن أن يكون مشكلة.

Cazibesi olan çekici bir adam gördüm ve onunla tanışmayı o kadar çok istedim ki her şeyi bir yana bırakıp üzerine atladım.
رأيت رجلاً جذّاباً، فاتنٌ بعض الشّيء و رغبت في مقابلته بشدّة لدرجة أنّني تجاهلت كلّ شيء و ألقيت بنفسي عليه

Ya onunla görüşmeyi keseceksin yada kendine yaşayacak başka bir yer bulursun.
ستتوقفين عن مقابلته أو ستجدبن مكاناً اخر تبقين فيه

Onunla tanışabilir miyim, saygılarımı sunmak için?
لا محالة , هل يمكنني مقابلته لأظهر له تعازيّ؟

Biliyor musun, bana kalırsa bizzat tanışman gerek.
أتعرف ماذا ؟ , أعتقد أنك تحتاج فقط إلى مقابلته

Ve sonra onunla görüşmeye son vermek zorunda kalırdın. Doğru.
وبعدها يجب عليكِ أن تتوقفي عن مقابلته - صحيح -

Onunla tanışmam gerekiyormuş ama babanla evlenmem lazımmış.
لقد قٌدِرَ لي مقابلته لكن قُدِرَ لي الزواج من والدك

Randevum üniversite ile değil, onların buluşmamı istediği birisi ile.
الموعد ليس معهم إنه مع شخص هم يريدون مني مقابلته

Onunla yeniden de tanışabilirsin. Yeni baban olarak.
ويمكنك مقابلته مرة أخرى بكونه والدك الجديد

Ama görüşme notlarının bazı sayfaları kaybolmuş ve ben de söylediklerini bulmaya çalışıyorum.
لكن كما ترين, هناك بعض الصفحات من مقابلته.. مفقودة

Şuanki sağlık bakanı, Aaron Motsoaledi bu konsere katıldı ve kendisiyle tanışma fırsatım oldu. Bana bütünüyle takipçi olacağını ve değişime odaklanacığını söyledi, ki buna gerçekten ihtiyaç var.
آرون موتسوليدي .. وزير الصحة الحالي حضر الحفل حينها وحظيت بفرصة مقابلته وقد تعهد لي بإلتزام تام لإحداث تغير حقيقي فيما يخص هذه القضية والذي هو مطلوب بشدة اليوم