Hawaii'de geminin yanına küçük botlarla yanaşıp, para için suya dalıyorlar. | Open Subtitles | في هاواي ، يأتون فى قوارب صغيرة و يغطسوا مقابل المال |
O'nun yaptığı şeyleri annen asla yapmazdı. "para için sex" gibi. | Open Subtitles | فعلت أشياء لم تكن أمك لتفعلها أبداً، مثل المعاشرة مقابل المال |
Bir laterna bulurum, sen de para için dans edersin. | Open Subtitles | أنا سأحصل على آله موسيقية ويمكنك أن ترقص مقابل المال |
Kestane rengi saçlarım döküldüğünden beri, saç kesmeyi, ona şekil vermeyi ve saçları para karşılığı kısaltmayı hayal ediyorum. | Open Subtitles | و الآن و بعدما سقط شعري الأصهب الناعم ،أنا أحلم بقص الشعر و تزيينه و تقصير الشعر مقابل المال |
Ama bu tarz işleri yapan adamlar var, para karşılığında falan. | Open Subtitles | لكن لا بد أن يكون هناك من يقبل القيام بهذه الأمور مقابل المال |
Biliyor musun onunla senin arandaki farkı, o para için hayatını önemsemiyor, ama sen maaş için koltuğundan bile kalkmıyorsun. | Open Subtitles | تعرف الفرق بينه وبينك إنه لا يهتم بالحياة مقابل المال لكنك لا تنهض حتى من مقعدك إلا من أجل الراتب |
Büyük fazlalık her zaman para için olan değerdir. | TED | إن التركيز الأكبر دائما هو على القيمة المرتفعه مقابل المال المصروف |
İnsanların para için fıkra uydurduklarını hiç düşünmezdim ama bir yerlerden çıkıyor olmalılar. | Open Subtitles | لم أتصور أبدأ أن يكتب ، أُناس النُكت مقابل المال لكني أعتقد أنهم يحصلون عليها من مكان ما |
Bu herifler itfaiye binalarını kapatıp para için dostlarımızın ölümüne sebep oluyor. | Open Subtitles | كانوا يغلقون محطات الإطفاء ويتسببون فى قتل زملاءنا مقابل المال |
Ben ülkeler için çalışmam para için çalışmam ve senin için de çalışmayacağım. | Open Subtitles | . انني لا اعمل للشعوب . انني لا اعمل مقابل المال . ولن اعمل لك |
Onlara beni kaçırdığını ve para için zorla alıkoyduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا سأخبرهم انك اختطفتني وبأنك سجنتني مقابل المال. |
Yani, aşk veya para için maç kazanamazsın değil mi? | Open Subtitles | أعني أنك لم تكن لتربح مباراة سواء مقابل المال أو غيره، صحيح؟ |
Yani, aşk veya para için maç kazanamazsın değil mi? | Open Subtitles | أعني أنك لم تكن لتربح مباراة سواء مقابل المال أو غيره، صحيح؟ |
para için çocukları kandırmam isteniyor. | Open Subtitles | انا قد سؤلت عن خيانة الاطفال مقابل المال |
Benim cesaretimden nefret ederdin, bana üçkağıtçı derdin ama dünyanın nasıl işlediğini bir türlü öğrenemedin ya da bazı insanların para için neler yapabileceğini. | Open Subtitles | كنت تكرهني بشدة وتدعوني باللص ولكنك لم تكن تعرف شيئا عن طريقة العالم أو عما سيفعله الناس مقابل المال |
Bir polisin para karşılığı seks yapmasının illegal olması dışında... | Open Subtitles | إلا انه غير قانوني لشرطي أن يمارس الجنس مقابل المال |
Tıpkı benden öncekiler gibi para karşılığı seksin daha iyi bir seçenek olduğuna karar verdim. | TED | مثل كثيرين آخرين قبلي، وعندها قررت أن الجنس مقابل المال هو الخيار الأفضل. |
para karşılığı çalışmak. Kızlardan daha iyi çit yaparım. | Open Subtitles | بمعنى ان اعمل مقابل المال استطيع بناء السور افضل من تلك الفتيات |
Yaşar para karşılığında bir doktor çağırmış ve ameliyat olmuş. | Open Subtitles | طبيباً يأتيه و يجري له العملية مقابل المال |
Pendleton'dan plastik patlayıcılar çalıp, para karşılığında bomba yapmak için, onu sen ikna ettin. | Open Subtitles | أقنعته بسرقة المتفجرات البلاستيكية من ثكنات الجيش لصنع قنبلة مقابل المال |
Evet, peşin Parayla ödül avcısını ve avını anakaraya götürüyor sorgusuz sualsiz, kayıtsız kuyutsuz. | Open Subtitles | أجل، مقابل المال المقدم، سينقلون مطارد الهاربين و فريسته إلى ومن اليابسة، دون طرح أي سؤال، |
paraya karşılık helikopteri veririm. | Open Subtitles | الطائرة مقابل المال |