Bu binanın Üç Ana'yla bir şekilde bir bağlantısının olduğuna inanmış. | Open Subtitles | وهي مقتنعة بأن هذا المبنى له ارتباط مع هؤلاء الأمهات الثلاث |
Naobi Gideon'un fırtına tehlikesini reddettiğine ve Sansa'yı kayalığın kenarına kasten götürdüğüne inanmış. | Open Subtitles | "نايوبي" مقتنعة بأن "جديون" تجاهل خطر العاصفة وقادَ "سانسا" عمداً إلى حافةِ المنحدرِ |
Görevdeki hemşire çığlığını duymuş, Bayan Sullivan'ı yerde derisini tırmalarken bulmuş, yandığına tamamen inanmış. | Open Subtitles | الممرضة سمعت صراخا ثم وجدت السيدة "سوليفان" على الأرض وهي مقتنعة بأن اشتعلت فيها النيران |
Hâlâ yaşlı bir kadını sarhoş etmenin en iyi yol olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | ما زلت غير مقتنعة بأن جعل امرأة عجوز تثمل هي الطريقة الأفضل لفعل هذا. |
Bak, Zoe hala bunun iyi bir fikir olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | (أنظري، (زوي ما زلت لست مقتنعة بأن هذه فكرة حسنة |
' Sadece Brad Dumont'un niyetinin çok asil olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | N م 'م مقتنعة بأن intençes براد نبيلة . |