| Üçünüzün epey samimi olduğunu duyduk. | Open Subtitles | لقد سمعنا أن ثلاثتكما كنتما صديقات مقربات. |
| Damat, Anja'nın hiç samimi arkadaşı olmadığını söylemişti. Burada iki takım kıyafet var. | Open Subtitles | يقول العريس أن ليس لها صديقات مقربات هناك مجموعتان من الملابس هنا |
| Bende senin hakkında çok düşündüm, ilgi alanların ve hobilerin falan, ve bu kadar ortak özelliğimiz varken, samimi olmamamız çok garip. | Open Subtitles | اذن , كنت افكر بك كثيرا هذه الايام و افكر باهتماماتك و هواياتك و أنه من الغريب أننا لسنا مقربات |
| Çok samimi gözükmüyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً، إنكن تبدوان مقربات وصديقات جداً |
| Çok samimi gözükmüyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً، إنكن تبدوان مقربات وصديقات جداً |