ويكيبيديا

    "مقيدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bağlı
        
    • bağlanmış
        
    • bağlıyım
        
    • kelepçeli
        
    • bağlanmıştı
        
    • bağlıdır
        
    • bağlısın
        
    • bağlıydı
        
    • bağlıyken
        
    • tutsak
        
    • sınırlı
        
    • zincirli
        
    • kelepçeliyken
        
    • kelepçelenmiş
        
    Her gün masaya bağlı kalmak yerine senin yanında olacağım. Open Subtitles ،بدل أن أقيد بمكتبي طيلة اليوم سأكون مقيدة بك أنت
    Sadece, özgür olmak istiyorum ve bir yere bağlı olmak istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أكون حرة ولا أريد الشعور بأننى مقيدة
    İnsanlar bunu gördüğünde, beni böyle bağlı şekilde görmelerini istemiyorum. Open Subtitles عندما يشاهد الناس هذا لا أريدهم أن يروني مقيدة هكذا
    3 gün sonra muhasebeci, karısı ve çocuğunu vücutlarındaki tüm kıllar tıraşlanmış elleri ve ayakları iple bağlanmış ve çıplak bir şekilde evlerinde buldular. Open Subtitles وجدو المحاسب و زوجته و طفله عرايا و مقيدين في منزلهم كانت اأيديهم و أرجلهم مقيدة
    Gidemem çünkü sana bağlıyım. Open Subtitles لا يُمكنني لا يُمكنني الذهاب لأي مكان لكوني مقيدة بكِ
    The New York Sentinel'in ilk kadın muhabiri olana kadar da burada kelepçeli kalacağım.. Open Subtitles و سأظل مقيدة فى هذا الباب حتى أصبح أول مراسلة ل نيويورك سينتينيال
    Kafasının arkası ezilmiş, el ve ayak bilekleri bağlanmıştı. Open Subtitles و مؤخرة رأسها مضروبة مقيدة من المعصم و الكاحل
    Beyaz Saray'a ve ona bağlı kalırsın hem de hayatın boyunca. Open Subtitles سوف تكونين مقيدة إلى البيت الأبيض و هو نفسه لبقية حياتك
    Şu ankinden daha bağlı bir hâlde olmanızı bekliyordum genç hanım. Open Subtitles أعترف أنني توقعت أن تكوني مقيدة أكثر من ذلك، أيتها الشابة.
    Büyük konserin yapılacağı gün grup, kendisini penceresiz, ses geçirmez bir uygulama odasında bağlı bularak uyanırlar. TED وفي يوم الحفل الكبير تستيقظ الفرقة لتجد نفسها مقيدة في غرفة عازلة للصوت ودون نوافذ
    Sonsuza kadar bağlı olmanı istemiyorum, çünkü senin güzel bir kalbin var. Open Subtitles لا أريدك أن تبقى مقيدة للأبد بسبب طيبة قلبك
    Haydi Bayan Mulwray, eşinizin sevgilisini orada bağlı tutuyorsunuz. Open Subtitles هيا، سيدة مولوراي لديك صديقة زوجك مقيدة هناك.
    Sarılıp bağlanmış... koca bir balık yemi gibi suda salınıyor. Open Subtitles مقيدة وملفوفة وعائمة مثل طعم لبعض الأسماك الكبيرة
    Yani kız bağlanmış ve ağzı tıkanmış olsa bile çok riskli olduğu için polisin evine girip rutin sorular sormalarını. istememiş olabilir mi? Open Subtitles لذا لم يسمح لأحد بدخول منزله لسؤاله بعض الأسئلة الروتينية حتى لو كانت الفتاة مقيدة او مكممة لوجود مخاطرة كبيرة
    - Amy, kapıyı aç! - Açamam! bağlıyım! Open Subtitles أيمي,افتحي الباب لا أستطيع,أنا مقيدة
    Ama efendim, burada tuvalet kapısına kelepçeli kalırsa... Open Subtitles لكن أن ظللت هنا مقيدة بدورة مياه الرجال
    Pekala, şimdi, kurbanın elleri birbirine bağlanmıştı... bunun gibi balyacı sicimi. - Samanları balyalayan, balyacı sicimi mi? Open Subtitles كانت يديّ الضحيّة مقيدة معاً مثل هذا مع خيط القش
    Mahkeme kararınız yoksa tabiri caizse ellerim bağlıdır. Open Subtitles إلا إذا كان لديكِ أمر من المحكمة وإلا فيدي مقيدة ، إذا جاز التعبير
    Evet, baş aşağı durmuşsun, dönüp duruyorsun, sadece ayaklarından bağlısın. Open Subtitles نعم ذلك النوع عندما تكون فوق على عقب حلقه بعد حلقه مقيدة من قبل قدميك
    Kocası kalbinden bıçaklanırken Jeanne Beroldy'nin eli kolu bağlıydı. Open Subtitles فقد وٌجدت جانيت برولدى مقيدة ..
    Elbette bunu söylemek elleriniz bağlıyken yapmaktan çok daha kolaydır. Open Subtitles بالطبع القول أسهل كثيراً من الفعل حين تكون يداك مقيدة
    O, insan ruhunun tutsak olduğu, meleklerin, şeytanların, ve kristal kürelerin göklerde yer aldığı hayal edildiği, hür düşüncenin mevcut olmadığı bir zamanda yaşadı. Open Subtitles عاش في زمن كانت فيه النفس البشرية مقيدة والعقول مسلسلة
    Bu kısa videoda bana şaşırtıcı gelen bu videoyuyu çekerken Karess'in yurttaşlık hakları hareketi tarihini nasıl anladığı ama onla sınırlı kalmadığını göstermesi. TED المذهل في هذا المقطع هو او نحن نلتقط، ظهر أن كاريس كانت تفهم تاريخ حركة الحقوق المدنية و لكنها لم تكن مقيدة بها.
    Onlar hep zincirli tuttuklarından köpeği komşumuzdan almıştın. Open Subtitles أخذتها من الجيران لانهم دائما يبقوها مقيدة أتذكر هاذا؟
    Geçmişe kelepçeliyken doğru düzgün oynamak zordur. Open Subtitles من الصعب أن تدخلي لعبة و أنتِ مقيدة بالماضي,
    Şey, yukarıda bir de çıplak kız bulduk, lambaya kelepçelenmiş olarak. Open Subtitles صحيح ,لقد وجدنا بنت عاريه فى الطابق العلوى وقد كانت مقيدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد