ويكيبيديا

    "مكانًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yer
        
    • yere
        
    • yerde
        
    • yeri
        
    • yerin
        
    • yerdir
        
    • ev
        
    • yerim
        
    • yerdi
        
    Günlük hayatımızda Dünya'yı daha küçük bir yer haline getirmek için ihtiyacımız var. TED نحن نحتاج هذا في حياتنا اليومية، من أجل أن نجعل العالم مكانًا أصغر.
    Kesinlikle sessiz bir yer bulmalıyım ki herşey kendi kendine olsun. Open Subtitles كان من الحتمي أن أجد مكانًا هادئًا وسيأتي كل شيء بنفسه
    Ama masanızda bana bir yer ayırın. Tatlılar için döneceğim. Open Subtitles ولكن احجزوا لي مكانًا على موائدكم سأعود من أجل الحلى
    Resmi bir yere koy, yarın yeni bir çerçeve buluruz. Open Subtitles أعثري على مكانًا تضعين فيه الصورة وسنشتري الإطار في الغد
    İkili gruplar hâlinde etrafı kesebileceğiniz güvenli bir yer bulun. Open Subtitles لننقسم لمجموعات من فردين ولنجد مكانًا آمنًا على مدى النظر.
    Ama bunama hastalığı bulunan partnere bakmak da yalnız bir yer olabilir. TED لكن كونك تقدم الرعاية للشريك المصاب بالخرف يمكن أن يكون مكانًا وحيدًا جدًا
    Öyleyse, bu enerjiyi kullanalım ve dünyayı daha iyi bir yer yapalım. TED لذا، لنستخدم هذه الطاقة لجعل العالم مكانًا أفضل.
    Dünyayı daha küçük bir yer haline getirmeye çalışırken daha fazlası da gelecek. TED وسنضيف المزيد مع تفكيرنا بمحاولة جعل العالم مكانًا أصغر.
    Kütüphaneler, konser salonları, üniversiteler, müzeler yapmak iyi bir şeydir. Çünkü açık ve erişilebilir bir yer yapmış olursunuz. TED تشييد المكتبات وقاعات الحفلات الموسيقية، وتشييد الجامعات والمتاحف هو أمر جيد، لأنكم تصنعون مكانًا مفتوحًا، ويمكنُ الوصول إليه بسهولة.
    Kozmik gösteride gölgeli karakterler olmaktan çok öte, kara delikler aslında evreni parlak ve hayrete düşüren bir yer hâline getirmek için katkıda bulundular. TED فهي ليست شخصيات جانبية في مسرحية كونية، فقد ساهمت الثقوب السوداء بشكل أساسي في جعل الكون مكانًا مشرقًا ومذهلًا.
    Eğer büyük çoğunluğumuz kullanırsa, o, dünyayı daha mâkul bir yer haline getirecek güce sahiptir. TED وإذا استخدمه عدد كاف من الناس، فإن لديه القدرة على جعل العالم مكانًا أكثر اتزانًا وعقلانية.
    İnsanların, hikâyelerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirdiğini söylemeleri alışılmamış bir şey değildir. TED إنه من غير المالوف أن تسمع الناس تقول أن القصص تجعل العالم مكانًا أفضل.
    Hikâyelerin muhakkak dünyayı iyi bir yer hâline getirmediklerini düşünmemin üç - çünkü hep üç olur - nedeni var. TED لذلك فثلاثة يحصلُ أن تكون ثلاثة دومًا أعتقدُ أن هناك ثلاثة أسباب أنه ليس بالضرورة أن تجعل القصص العالم مكانًا أفضل
    Son analizde, elbette, dünyayı daha iyi bir yer hâline getiren şey adalettir, hikâyeler değil. TED في التحليل النهائي، بالطبع، إنها العدالة التي تجعلُ العالم مكانًا أفضل، وليس القصص، أليس كذلك؟
    Seyircilerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için neler yapabileceğine dair birkaç düşünce daha. TED لذلك، إليكم بعض الأفكار الختامية حول ما يستطيع الجماهير عمله لجعل العالم أفضل مكانًا.
    İkincisi, seyirciler hikâye anlatımının düşünsel bir iş olduğunu fark ederlerse, dünya daha iyi bir yer hâline gelebilir. TED ثانيًا، سيكون العالم مكانًا أفضل إذا أدركت الجماهير بأن رواية القصص هي عمل فكري ثقافي.
    Dünya, kozmik derecede, yeni bir yer sayılmasa da kesinlikle farklı bir yere dönüştü. TED وصار كوكب الأرض، ولو لم يكن مكانًا جديدًا بالمعيار الكوني، صار الأكثر تنوّعًا بالتأكيد.
    Ondan sonra başka hiç bir yere gidemezler. Open Subtitles ولاحقًا، لا يجدون مكانًا يلجؤون إليه سواك
    Hayır, hayır. Böyle bir yerde kalmalı. Buradan asla çıkmayacak. Open Subtitles لا، لا، إن أودعتها مكانًا كهذا فلن تخرج منه أبدًا.
    Bunlar, çocuklara adaletin nasıl işlediğini görmelerinde eğitimin nasıl bir yeri olduğunu anlatırken bahsettiğim beceriler. TED هذه هي المهارات التي أتحدث عنها عندما أقول أن التعليم يمكن أن يكون مكانًا لمساعدة الأطفال على التعلم من أجل العدالة.
    General Indstries adlı yerin soyulduğunu şimdi şans eseri öğrendik. Open Subtitles تلـقينـا أخبـارًا للتـو أنّ مكانًا يدعى "جينيرال إندستريس" قد سرق
    Güney Çin Denizi çok tehlikeli bir yerdir. Open Subtitles يعتبر بحر الصين الجنوبي مكانًا خطرًا للغاية
    Böylece, ev ortamı gibi bir ortam planlamalıyız diye düşündük, 15- 20 ya da 30 kişilik gruplar hâlinde hücrelerde yaşamayacaklardı. TED وقلنا أنه يجب علينا ان ننظم مكانًا مثل المنزل حتى لا يكونون بحاجة إلي ان يعيشوا مع 15 أو 20 أو 30 شخصا كجناح في المشفى
    Temiz, güvenli ve bedava yaşayacak bir yerim vardı. TED كنت أمتلك مكانًا نظيفًا وآمنًا ومجانيًا.
    Sera en iyi yerdi. Ilıktı. Open Subtitles الدفيئة الزجاجيه كانت أفضل، كانت مكانًا دافئًا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد