ويكيبيديا

    "مكانِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Place
        
    • yerini
        
    • yerine
        
    • yerinde
        
    • yerden
        
    • yerlerde
        
    • yerlere
        
    • otoparkta
        
    Görünüşe göre Point Place'de gizli bir iş kolu varmış. Open Subtitles آه، على ما يبدو هو الصناعةُ المخفيةُ مكانِ نقطةِ، نعم.
    $lf you got no Place to go When you're feelin 'doWn$ Open Subtitles إذا أنت ما أصبحتَ أي مكانِ للذِهاب عندما أنت feelin ' أسفل
    Annenin yerini öğrenmek için sana işkence eder ve sonra da kafana bir tane sıkar! Open Subtitles إنّهُ سيحطمك، وسيعثرُ على مكانِ والدتك، وسيضعُ رصاصة برأسك!
    Sonra annemi alıp, Liz'in yerine gidiyoruz, oturup, bir fincan çay içiyoruz ve tüm bunların geçmesini bekliyoruz. Open Subtitles ثمّ نَمْسكُ أُمّي، نذْهبُ إلى مكانِ ليز،' نشْربُ كأس الشاي' ' .وَننتظرُ
    Benimkini saymazsak park yerinde üç araba var. Open Subtitles هناك ثلاث سيارات في مكانِ الوقوف ، مع سيارتي
    Bir yerden uzaklaşmak için zor bir yaş. Open Subtitles إنه وقتُ عسير لنا بالتنقل من مكانِ لأخر يوجد هناك أماكن كثيرة رائعة نذهب لها كل عام.
    Binada bir yerlerde. Nerede, bilmiyorum. Open Subtitles هو موجود فى مكانِ ما داخل المبنى .ولكنى لا اعلم اين هذا المكان
    Sen almış olmalısın. Bir yerlere saklamış olmalısın. Open Subtitles لابد وأنك أخذتها، وبالطبع وضعتها في مكانِ ما.
    Point Place meditasyon malzemeleri ve kuru meyve deposu. Open Subtitles تجهيز تأملِ مكانِ نقطةِ ومستودَع فاكهةِ مُجَفَّفِ.
    Fakat, hey, en azından bu Point Place'in dışına çıkmamı engelleyemez. Open Subtitles لكن، يا، على الأقل الذي لَمْ يَمْنعْني منه يَعْملُه من مكانِ النقطةِ.
    Point Place'den defolup gitme. Open Subtitles فقط يَحْصلُ على الجحيمِ خارج مكانِ النقطةِ.
    Annenin yerini öğrenmek için sana işkence eder ve sonra da kafana bir tane sıkar! Open Subtitles إنّهُ سيحطمك، وسيعثرُ على مكانِ والدتك، وسيضعُ رصاصة برأسك!
    Ya da bunun yerine bize bir adamın yerini söyleyebilirsin. Open Subtitles أو يمكنكـَ أن تخبرنا عن مكانِ رجلٍ واحد
    O park yerini istemişti. Open Subtitles أرادتْ ذلك مكانِ الوقوف.
    Sonra parayı kredi kartımdan çekti... ve bize park yerine kadar eşlik etti. Open Subtitles ثمّ شَحنَ بطاقتَي ورافقَنا خارج إلى مكانِ الوقوف.
    Ve onları çağırmak için bir masumu kurban ettin ve tören yerine ona gömdün. Open Subtitles ولكي تستدعيهم فقد ضحيتَ بفانينَ ودفنتهم في مكانِ المراسم
    Park yerinde konuştuğum diğer adam nerede? Open Subtitles أَقُولُ، حيث ذلك رجلِ آخرِ، واحد أنا هَلْ كُنْتُ كَلام مع في مكانِ الوقوف؟
    Bu bir Alman efsanesi, hikâyenin bir yerinde muhakkak bir dağ olur. Open Subtitles إنها أسطورة ألمانية. وبالطبع سيكون هناك جبل في مكانِ ما.
    - Kamyonetin çalındığı yerden iki sokak ötede. Open Subtitles هذا على بعدِ بنايتينِ من مكانِ سرقةِ الشاحنة
    Smokinimi kiraladığım yerden almak zorundaydım. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَلتقطَ tuxي في مكانِ الأجرةَ.
    Eğer internete bir şey koyarsan, bir yerlerde birileri onu almak ister. Open Subtitles اذا عرضتي شيئاً على الانترنت فإن أحداً ما في مكانِ ما سيكون مستعداً لشرائه
    Katil bu binada bir yerlerde. Şüpheli silahlı ve tehlikeli. Open Subtitles وقاتله موجود فى مكانِ ما فى المبنى المشتبه به مُسلح وخطير.
    Ben de hareketli bir yerlere gideyim dedim. Open Subtitles لذلكَـ فقد أتيتُ إلى مكانِ الإثارةِ والتشويق
    Eminim otoparkta çalabileceğin güzel bir araba duruyordur. Open Subtitles أَنا متأكّدُ هناك سيارة لطيفة جداً في مكانِ الوقوف بأَمكانك أَنْ تَسْرقَها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد