Buralarda pizza bulabileceğim iyi bir yer biliyor musunuz acaba? | Open Subtitles | هل تعرف مكان جيد هنا حيث يمكنني الحصول على بيتزا؟ |
Bu ağacın altının durmak ve belki de uzanmak için iyi bir yer olduğunu düşünüyorlar. | TED | وسيعتقدون أن شجرة جوز الهند مكان جيد للجلوس والاستلقاء. |
Besin zincirinin en tepesi bakılması gereken en iyi yer olmalı. | Open Subtitles | قمة التسلسل الغذائ مكان جيد للبدء الفحص. |
Zihnini arındırıp bir şeyleri hâlletmek ve biraz da bir şeyler tüttürmek için güzel yer. | Open Subtitles | مكان جيد لتصفية ذهنك ولتفهمي الأمور وتدخني شيئًا ما |
Neyse, dondurmacı başka kadınlarla tanışmak için güzel bir yer olacaktır. Lütfen! | Open Subtitles | على كلٍ، أعتقد أن محل المثلجات سيكون مكان جيد لمقابلة نساء آخرين |
Biraz tadilat gerekiyor ama başlamak için iyi bir yer. | Open Subtitles | تحتاج إلى بعض الترميم لكنه مكان جيد للبدء |
Pusuya düşürmek için iyi bir yer ve onu iki ateş arasına alabiliriz. | Open Subtitles | انه مكان جيد للكمائن و بامكاننا حصره بين نارين |
Clevedon motel için iyi bir yer. | Open Subtitles | كليفدون مكان جيد لإفتتاح نزلاً , على الشاطئ |
Tahminen bu katta kamp yapacağız. İyi bir yer. | Open Subtitles | أعتقد بأننا سنخيم على الأرض مكان جيد كالأماكن الأخرى |
Burası çok iyi bir yer, hanımefendi ama kendi hanımım olmayı isterdim. | Open Subtitles | إنه مكان جيد يا آنسة لكني سأفضّل لو كنت سيدة نفسي |
L Bu bütün geliyor biliyorum gerçekten iyi bir yer ama sadece benim ömrü boyunca alamaz. | Open Subtitles | أعرف أن كل هذا آتٍ من مكان جيد جدا لكنك لا تستطيع الإستحواذ على حياتى بهذه السهولة |
Dediğim gibi, bakılacak en iyi yer kargo bölmesi. | Open Subtitles | كما أخبرتك، جناح شحن البضائع مكان جيد للبحث فيه. |
Gemi gezileri uyuştucu satmak için iyi yer. | Open Subtitles | سفينة رحلات بحرية هي مكان جيد لبيع المخدرات |
Ama ölümden sonrası için genel olarak konuşursak burada "İyi Yer" ve "Kötü Yer" var. | Open Subtitles | لكن بصفة عامة، في الآخرة، ثمة مكان جيد... ومكان سيئ. |
Yaşamak için güzel yer, ama alışmak gerekiyor. | Open Subtitles | هذا مكان جيد للعيش فيه ولكن يجب عليك التكيف |
güzel yer seçmişler. | Open Subtitles | نعم، يبدو انهم وضعوه في مكان جيد |
Mermileri saklamak için güzel yer. | Open Subtitles | إنها مكان جيد لإخفاء الرصاصات. |
Oturup, anıları yâd etmek için güzel bir yer ama senin daha o anıları yaratman lazım... | Open Subtitles | إنه مكان جيد لاسترجاع الذكريات وأنت مازلت صنعيين زكرياتك |
Kendine çok güzel bir yer bulmuşsun, ama buranın tek çıkışı var. | Open Subtitles | أكثر من أى أحد أنت حصلت لنفسك على مكان جيد هنا ولكن مربع هذا الوادى |
Albuquerque'de yemek yenebilecek güzel bir yer biliyor musunuz ? | Open Subtitles | هنا أو تي سي هل لديكم مكان جيد لتناول الطعام في ألبوكوركي |
Çok iyi bir yere sakladım odamızdaki dolapta, eski asker çantamın içinde. | Open Subtitles | لقد خبأتها في مكان جيد في دولاب غرفتنا في حقيبة ملابسي العسكرية القديمة |
Orası pusuya uygun bir yer, onu iki ateş arasında bırakabiliriz. | Open Subtitles | انه مكان جيد للكمائن و بامكاننا حصره بين نارين |
Kardeşimle yaşayabileceğim güzel bir yere. | Open Subtitles | مثل ما تعرف، مكان جيد لي ولأخي لنسكن فيه |