| Dişleri olanın her tarafında Tuffnut yazıyor. | Open Subtitles | اه، أرجو أن تتغير أن أحدهم مع جميع الأسنانه تافنات تريدها مكتوبة في كل ذلك |
| İkinci olarak cep telefonu yasak. Her yerde yazıyor. | Open Subtitles | ثانيا، لا هواتف خلوية إنها مكتوبة في كل مكان |
| Sence alnımda "amcık" mı yazıyor? | Open Subtitles | هل تظن أن هناك كلمة أحمق مكتوبة في رأسي! ؟ |
| Çünkü şimdiye kadar hiçbir dökümanda hiçbir kız kardeşimin ismini yazılı olarak görmemiştim. | TED | والسبب وراء ذلك هو أنني لم أر في حياتي كلها أسماءهن مكتوبة في وثيقة ما |
| Bu arada şunu unutmayın, siyahi kızlara en çok zarar veren uygulamalar genelde yazılı değil. | TED | وتذكروا مع ذلك، أن بعض الممارسات التي تؤذي الفتيات السُود ليست مكتوبة في معظمها. |
| Not defterimde tam burada yazıyor. | Open Subtitles | إنها مكتوبة في دفتر ملاحظاتي , هنا |
| Vergi beyannamesinde öyle yazıyor. | Open Subtitles | مكتوبة في ورقة الضريبة المعادة |
| - Yıldızlarda yazıyor. Biliyorsun. | Open Subtitles | -إنها مكتوبة في النجوم، وأنت تعرف ذلك |
| Sözleşmede öyle yazıyor. | Open Subtitles | انها مكتوبة في العقد. |
| Her tarafında adın yazıyor. | Open Subtitles | حصلت لك مكتوبة في كل ذلك . |
| Tekvin'de yazıyor. | Open Subtitles | مكتوبة في (جينسيس) |
| DNA'mızda, genetik kodumuzda yazılı. Bizi ilk türün çıktığı zamana kadar götüren tarihi bir belgemiz var Ve araştırdığımız şey bu. | TED | مكتوبة في الحمض النووي، في شفراتنا الجينية لدينا مخطوطة تاريخبة تأخذنا في الزمان للوراء إلى الأيام الأولى من أسلافنا، وهذا ما نريد دراسته |
| Adları bu defterde yazılı. | Open Subtitles | أسمائهم مكتوبة في هذا الكتاب... |
| Benim ki sadece yapışkanlı kağıda yazılı. | Open Subtitles | وصيتي مكتوبة في مذكرة لزجة |