"مكروهاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Nefret edilmek
• Sana bir şey
• şey gelmiş
• Başına bir şey
• bir şey olursa
• kötü bir
• nefret edilmenin

Nefret edilmek içinse, parmağını bile kımıldatmana gerek yok.
لكن إذا أردت أن تكون مكروهاً, لا يجب عليك إلا أن تجلس القرفصاء

Gerçekten mi? Nefret edilmek süper bir duygu.
حقاً , من الرائع جداً أن تكون مكروهاً من الناس

Sana bir şey olmuş olabilir diye çok korktum.
انتابني خوف شديد من أنّ مكروهاً قد أصابك

Pembe fidanlığa dönerken başınıza kötü bir şey gelmiş olabileceğinden kormuştuk.
شعرنا بالخوف الشديد أن يكون مكروهاً قد أصابك

Başına bir şey gelmiş olabileceğini düşünmediniz mi hiç?
ألم يخطر ببالكما أنّ مكروهاً قد أصابها ؟

Bu kaba bir şey olursa ellerinle dışarı bok taşırsın.
لو وقع مكروهاً لذلك الوعاء، ستحمل فضلاتنا في يديك

Benim gözümle baktığında nefret edilmenin dünyadaki en iyi duygu olduğunu anlarsın.
بمجرّد أن ترى الأمور من وجهة نظري. فستفهم أن كَوْنك مكروهاً..

O da değilse Nefret edilmek ve hor görülmek istiyor.
إذا لم يحقق ذلك ، فإنّه يرغب في أن يكون مكروهاً ومنبوذاً

Nefret edilmek ve hor görülmek isteyen birinden kaçınmalısın.
يجب عليك أن تحذر من الشخص الذي يرغب في أن يكون مكروهاً ومنبوذاً

Söyle bakalım, para kazandırmayan bok gibi işler ve kendi memleketinde Nefret edilmek haricinde, hayat nasıl gidiyor?
لذا، دع عنك العمل السيء وعدم توفر المال وكونك مكروهاً في مدينتك، هل كل شيء على مايرام؟

Ama senin işin genel olarak Nefret edilmek.
لكن هذا عملك ان تكون مكروهاً عموماً.

Nefret edilmek nasıl bir şey?
ما هو الشعور أن تكون مكروهاً للغاية؟

Sana bir şey olsa ne yapardım bilmiyorum.
لا أعلم مالذي سيحصل لي لو أن مكروهاً حدثَ لكِ

Annen aradı, kimse açmayınca Sana bir şey oldu sandı.
ماما اتصلت ولا أحد رد و ظننت أن مكروهاً حدث لك

Her şey yoluna girecek, yavrum. Sana bir şey olmasına izin vermem, söz veriyorum. Tamam.
سيكون كلّ شيء على ما يرام يا عزيزتي، لن أدع مكروهاً يصيبكِ، أعدكِ بذلك

Şimdi o da kayıp ve onun da başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum.
لكنّها مفقودة الآن وأخشى أنّ مكروهاً أصابها أيضاً

En azından Başına bir şey gelmesine engel olamaz mısın?
هل بإمكانك على الاقل أن تتأكد من عدم حصول مكروهاً له؟

bir şey olursa, hastalanırlarsa, onları göremeyeceğim, öyle mi?
... إذا حدث مكروهاً لوالديّ وأصابهم المرض لا يمكنني رؤيتهم؟

Eğer bana başına kötü bir şey gelip gelmediğini soruyorsan henüz bilmiyorum.
إن كنتَ تسألني إن كنتُ أظن بأنّ مكروهاً قد أصابه فلا أعلم بعد

Fakat nefret edilmenin kötü bir yanı vardı:
ولكن كَوني مكروهاً كان له جانباً سيئاً.