Birimiz kızıyor ve gidiyor diğeri de onun peşinden gitmeyecek kadar inatçı davranıyor. | Open Subtitles | يغضب أحدنا ويرحل وعناد الثاني يمنعه من ملاحقته |
Bu benim sezim ve o sezinin peşinden gitmeyi de bilirim. Esen kal. | Open Subtitles | هذا حدسي، و أنا قادرٌ تماماً على ملاحقته بنفسي، لذا أستودعكِ. |
Bu, birkaç sene önce peşine düşmeye karar verdiğim soru. | TED | هذا هو السؤال الذي قررت ملاحقته قبل عامين. |
Onun peşine düşmek yerine, psikolojik değerlendirme ve saha denemelerinden geçmeye zorlanıyorum. | Open Subtitles | و عوض ملاحقته كما كان ينبغي، أُرغمتُ على إجراء كلّ تقييمٍ نفسيّ و اختبارٍ يمكن أن يخطر على بال المكتب. |
Durumu bildirip buraya kadar Takip ettim. - Teşekkürler çavuş. | Open Subtitles | اتصلت وبلغت عن الأمر و تمكنت من ملاحقته الى هنا |
Belli ki, sen hala peşinde olmak zorundasın. | Open Subtitles | من الواضح أن عليكم ملاحقته إنني لا أبالي |
Telefonunu kontrol ediyor, etrafta onun peşinden dolaşıyordum... | Open Subtitles | بدءًا من التحقّق من هاتفه إلى ملاحقته حيث ذهب |
Onun peşinden koşacak vaktim yok. | Open Subtitles | لدي أشغال كثيرة تمنعني من ملاحقته |
Onun peşinden gitmeyi bırakıp seni bulmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | -لكنّه يحبّكِ . يجب أن تكفّي عن ملاحقته و تتركيه يجدكِ. |
Bana biraz şüpheli gözüktü. peşinden gitsek iyi olur. | Open Subtitles | يبدوا هذا مريباً يجدر بنا ملاحقته |
Ama karım peşinden gitmeme engel olmuştu. | Open Subtitles | . . لكن زوجتي منعتني من ملاحقته . . |
Bıraktım.peşinden gitmek yok artık. | Open Subtitles | أنا أتنازل ، تعبت من ملاحقته |
Meksika'da şimdiye kadar senden silah almış her çete bugün onun peşine düşecek. | Open Subtitles | 'كل عصابة اشترت منك مسدسًا في 'المكسيك يجب ملاحقته الليلة |
peşine ajanları taktım onlar da tazı gibi takibe başladılar. | Open Subtitles | لذا، كلفت العملاء وبدأوا في ملاحقته |
Belli ki, sen hala peşine düşmek zorundasın. | Open Subtitles | من الواضح أن عليكم ملاحقته |
Esirler onun peşine düştü. | Open Subtitles | ذهب الجند في ملاحقته |
Karısını değil, o adamı Takip etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | ربما اخبرتك أنه يتوجب عليك ملاحقته هو لا زوجته |
Bizi niçin Takip ettiğini öğrenmek için var gücüyle o arabayı Takip etti. | Open Subtitles | .. للسؤال عن سبب ملاحقته لنا فقد طارد تلك السيَّارة بكل ما أوتي من قوة |
Üstündeki aletler onun Takip edilmesini zorlaştırıyor. | Open Subtitles | اجهزة الحماية لديه تصعب علينا امر ملاحقته |
O yüzden mi kırmızı iki kapılıların peşinde? | Open Subtitles | و لذلك علاقة بسبب ملاحقته للسيارات الرياضية الحمراء؟ |
Eğer kaçtıysa şu an peşinde olmalılar. | Open Subtitles | إذا كــان قد فر، عليهــم ملاحقته الآن |