Ekonomik bir sığınak haline geldi. Onlar için bir nevi kar yapma eğilimlerine karşılık ödeyebilecekleri kefaret, bir dolar başına beş sent. | TED | اصبح ملاذاً اقتصادياً حيث امكنهم اخذ الجزاء لميولهم الكسبية ب5 سنت للدولار |
Bu yer, yazarlar, sanatçılar için sığınak olurdu, | Open Subtitles | هذا المكان إعتاد أن يستخدم ليكون ملاذاً للكتاب والفنانين |
İsim yeni yuvamızın bize tehlike döneminden sonra güvenlik ve samimiyet sağlaması, ona benzer bir sığınak olması umudumuzu yansıtıyordu. | Open Subtitles | يعكس الإسم الأمل الذي لدينا بأن موطننا الجديد سيكون ملاذاً مماثلاً يمدنا الأمن و الدفء بعد مرور فترة من الخطر العظيم |
Tarih boyunca, berberler siyahi insanlarca sığınacak bir liman gibi görülmüştür. | TED | تاريخياً، كان صالون الحلاقة ملاذاً آمناً للرجال السود. |
Bayan Gable, kendinize sığınacak bir yer bulmak için polisi suçlu göstermeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | آنسة " غيبل " يبدو أنك تجدين ملاذاً لتوجيه إصبعك لما لم يفعله الشرطة |
Eğer oraya varabilirsek bize sığınma hakkı verirler. | Open Subtitles | لو أمكننا العبور هناك سوف يعطوننا ملاذاً |
Şu an için, kurumuş bir nehir yatağı güvenli bir sığınak gibi görünüyor. | Open Subtitles | للحظة مجرى النهر الجاف يبدو ملاذاً آمناً |
Tam da bütün umutları tükendiğinde bir sığınak bulmuşlardı. | Open Subtitles | ـ أنظروا إلى هناك ـ وبعدما بدأت الآمال تتلاشى إنهم وجودا ملاذاً. |
Bu gemi geçmişinden kaçan ama yeni bir hayat kuracak yeri olmayan insanlar için sığınak vazifesi görüyor. | Open Subtitles | شكّلت هذه المركبة ملاذاً للناس للهروب مِنْ ماضيهم لكنّها ليس مكاناً ملائماً لتأسيس حياة جديدة |
Oturma odası sessiz bir sığınak olmalı ama katlanılmaz oldu. | Open Subtitles | يجب أن يكون المكان ملاذاً هادئاً. لكنه لا يحتمل. |
Sahar ile ilk tanıştığımda, çok şükür, Women for Afghan Women ona güvenli bir sığınak oldu. | TED | عندما التقيت سحر، لحسن الحظ، قامت جمعية "نساء من أجل المرأة الأفغانية" بإعطائها ملاذاً آمناً للذهاب إليه. |
Sana bir sığınak veremem. | Open Subtitles | كلاّ، لا أستطيع أن أقدّم لك ملاذاً. |
Bir sığınak bulduk. Oraya gitmeliyiz. | Open Subtitles | وجدنا ملاذاً آمناً علينا الذهاب الآن |
Birbirinize sığınak olacaksınız. | Open Subtitles | لأن كل منكما سيكون ملاذاً للآخر. |
Sanırım burayı bir çeşit sığınak gibi görüyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها وجدت لنفسها ملاذاً |
Primorye gezegenimizin bazı en ender ve en olağanüstü canlıları için bir sığınak. | Open Subtitles | تُعد (بريموري) ملاذاً لبعض أندر المخلوقات وأكثرها روعةً على كوكبنا |
Okul, benim için sığınak olmayacaktı. | Open Subtitles | المدرسة لن تكون ملاذاً. |
Size her daim sığınacak yer vaat etmiştim ama direnişinize bir katkım olamaz. | Open Subtitles | -نعم و لقد وعدتكم بأنّي سأوفّر لكم ملاذاً آمناً دوماً.. ولكنّي لا أستطيع أن أكون جزءاً من مُقاومتكم |
Graceland sığınacak bir limandı. | Open Subtitles | كان (غرايسلاند) ملاذاً آمناً في السابق... |
Geçmişte evlerin aynı zamanda, sığınma kadar olağanüstü tehhditlerden korunma yeri olduğunu söylemek mümkün. | Open Subtitles | على صعيد آخر، فمن المرجح أن منزلهما كان كذلك ملاذاً... ضد قوى الشر الخارقة للطبيعة. |
Ona sığınma teklif edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقدم له ملاذاً |