dosyasını bize siz yolladınız. Bunu için FBI' yı suçlamayın. | Open Subtitles | أنت من أرسل ملفه فلا تضع اللوم على مكتب المخابرات |
dosyasını bize siz yolladınız. Bunu için FBI' yı suçlamayın. | Open Subtitles | أنت من أرسل ملفه فلا تضع اللوم على مكتب المخابرات |
Evet ama ordaki onun kimlik dosyası. Bize senin onun için yazdığın kişisel dosya lazım. | Open Subtitles | بالطبع،ووجدنا ملفه ضمن متعلقاتك الشخصية. |
dosyasında bir Yunan filozofuyla akraba olduğunu söyleyen bir bilgi yok. | Open Subtitles | اتعلم ، ليس هناك شي في ملفه عن شغفه للفلسفة اليونانية |
Baban tedaviyi tamamlamış. Dosyasına göre yıldızlı pek iyiyle hem de. | Open Subtitles | أعني، أن والدك اجتاز رحلة العلاج بكل سهولة، طبقًا إلى ملفه |
dosyasını ve bilinen tüm ortaklarının bir listesini sana e-posta ile yolladım. | Open Subtitles | . أرسلت لك ملفه عبر البريد الإلكتروني . وقائمة بأسماء معاونيه المعروفين |
dosyasını getirin, lütfen muhbirlerinin adlarını ve raporlarını da. | Open Subtitles | إحضر لى ملفه , هلا فعلت ؟ بالإضافة لتقاريره السرية وقائمة بأسماء مُخبريه |
Bil diye söylüyorum, dosyasını aldığımı biliyor ve senin de gördüğünden şüpheleniyor. | Open Subtitles | ...وأردتك أن تعرفى انه يعرف انى سحبت ملفه ويشك فى انك رايتيه... |
Çocukluk dosyası da silindi yani orada da fotoğrafı yok. | Open Subtitles | لقد تمّ حذف ملفه كجانح يافع ولا توجد فيه صورة حتى |
dosyası silahlı soygunla dolu, bir saldırı uyuşturucu satışı geçmişi yok. | Open Subtitles | ملفه مليئة بسرقات بقوة السلاح، إعتداء واحد، لا تاريخ تعامل. |
Onun dışında, onun hakkında daha fazla şey söyleyemem çünkü son yetmiş yıldır dosyası mühürlü durumda. | Open Subtitles | ما بعد ذلك، لا يمكنني إخبارك المزيد عنه لأن ملفه تمّ تصنيفه سري منذ ما يقرب من 70 عام |
Şartlı tahliye dosyasında ne yazıyor? | Open Subtitles | ماذا يقول ملفه المشتمل علي إطلاق سراح مشروط؟ |
Evet, kişisel dosyasında, böyle bir durumda, ne yapıImasını istediğini açıkça belirtmiş. | Open Subtitles | أجل , ملفه الخاص أظهر ما كان يريد فعله بقاياه |
Bazı kadınlardan dosyasında.. şikayetler var. | Open Subtitles | هناك بعض الشكاوى في ملفه من دونية أنثوية |
Kovulması için, bu bilginin Dosyasına konulmaması hususunda anlaşmışlar. | Open Subtitles | ..من أجل إنهاء خدمته . وافقوا على عدم وضع تلك المعلومات في ملفه |
Dosyasına baktım, ama yangın yoktu. | Open Subtitles | لقد نظرت إلى ملفه و لم يكن هناك حريق بمنزله |
dosyasının içindeki tek şey buydu. Seans notu, vaka raporu fotoğraf falan yok. | Open Subtitles | , هذا كان كلّ ما هو موجود في ملفه لا وجود لملاحظات للجلسات , ولا تقارير عن الحادث |
Yakınlarıyla ilgili dosyada bir uyuşmazlık gördüm, bu yüzden daha fazla tetkik için bilgileri gönderdim, daha sonra soygunu doğrulayan bu telgrafı yolladılar. | Open Subtitles | لقد رأيت تناقض في ملفه لذا فقد أرسلت في طلب المزيد من المعلومات وقد أُرسل لي هذه الخطابات التي تؤكّد السرقة |
Ve belli ki Profilini bu kadar sık seçeceklerini düşünmüyordu. | Open Subtitles | ومن الواضح انه لم يعتقد انهم سيختارون ملفه على الاغلب |
Onun hakkında bildiğimiz tek şey GDR sağlık kayıtları... Migrenden büyük acılar çekiyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عنه هو ان ملفه الطبي يقول انه يعاني من الشقيقة |
Irak henüz kayıtlarını bulamadı. Ama geçmişine göre hüküm veriyorlar. Kolay bulunmayacak. | Open Subtitles | العراق لم يحصل على نسـخة من ملفه ولكن مع المهارات التي يكتسـبها سـيكون من الصعب ايجاده |
dosyayı aldım, üzerinde biraz değişiklik yaptım, oynadım. Birçok versiyonunu yaptım. | TED | فأخذت ملفه وعدلته، و غيرته، ولعبت به -- وتوصلت إلى نسخٍ عديدة منه. |
Sonrasında P.S.O'ya katılmış ve dosyaları mühürlenmiş. Mühürlenmiş mi? | Open Subtitles | وبعدها ألتحق بمكتب المساءلة المهنية و ملفه مختوم |
profiline girmek için bile, iki seviye arkadaş sınırı geçtik. | Open Subtitles | يجب أن ندخل الى مرحلتين من الأصدقاء لكي نجد ملفه الشخصي |
- sicilinde, yaşayan tek akrabasının üvey kardeşi Melissa Dom olduğu yazıyor. | Open Subtitles | كايت : في ملفه وجد أنه له اخت غير شقيقة ميليسا دورن جيبز : |
Ducky'nin arabası için arama emri çıkar. Dosyasından plakasını al. | Open Subtitles | ضع بلاغاً على سيارة (داكي) و خذ رقم رخصته من ملفه الخاص |