Tuz madeni var, bol miktarda tarım arazisi ve temiz su kaynakları. | Open Subtitles | لديها منجم ملح, وعدد من الاراضي الزراعية . ومصدر ماء غير ملوث |
Bu hayat, bu vücut. Hepsine bulaşmış. | Open Subtitles | هذه الحياة , هذا الجسد , كله ملوث |
Kanınız nesiller boyu Laponyalılar ile karışmanın sonucunda kirlendi. | Open Subtitles | دمك ملوث بسبب أجيال من التخالط مع اللابيون |
Kalpte kalan son kan çürümüş bir dokunun bozulmuş hali olamaz. | Open Subtitles | الدم المتبقي في القلب لن يكون ملوث بالانسجة المتحلله |
Kirlenmiş ve içinde yaşanılamaz hâle gelen bir dünya kadar önemli sorunlar değil. | Open Subtitles | حسناً ، ليس هناك ما هو أقسى من كوكب ملوث لا يصلح لمعيشة فيه |
İçeriyi gördükten sonra, dışarıdaki havaya bir daha asla kirli demeyeceğim. | Open Subtitles | إنني لن أقول بأنَّ هواءنا ملوث ثانيةً أبداً |
Doktorum dedi ki fazla miktarda zehirli olabilir. | Open Subtitles | انا لم المسة طبيبي قال انه يمكن أن يكون ملوث جداً |
Ama sen de enfeksiyon kapmış olabilirsin. Brunei sana dokundu. Boynuna bakalım. | Open Subtitles | لكن ربما أنا ملوث أيضاً بروناي " لمسك أيضاً , لنرى رقبتك " |
50 Hastalıklı domuz. | Open Subtitles | خمسون خنزير مريض و ملوث |
Delaware Nehri'nin ülkemizde en çok kirletilmiş beşinci nehir olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كنت تعرفين ان نهر ديلاوير هو خامس اكثر نهر ملوث في بلادنا؟ |
Abed, yaran mikrop kapmış. | Open Subtitles | ولا اضن انها تشفى جيدآ آه ، عابد ذآلك ملوث ، مقرف |
Bu koca gezgin için bir damla temiz suyunuz var mı? | Open Subtitles | هل لديكم بضع قطراتٍ من ماءٍ غير ملوث لضيفكم المسافر ؟ |
Önümüzdeki 65 gün boyunca alamayacağımız son temiz nefes. | Open Subtitles | أخر هواء ملوث نتنفسه لمدة الـ 65 يوم القادمين |
Hayır. Monitörü kontrol et. Kanına, bir bakteri bulaşmış. | Open Subtitles | كلاّ، انظري للشاشة دمه ملوث بالبكتيريا |
Bu geminin her seviyesi kirlendi. | Open Subtitles | كل سطح على المركبة ملوث |
Mekân tamamen bozulmuş. İnceleme yapacağız ama başka bir şey bulamayabiliriz. | Open Subtitles | المكان ملوث تماماً, سنعالج الأدلة لكن قد لا نحصل على معلومات أخرى |
Domuz dışkısıyla Kirlenmiş su içerek ya da yiyecek yiyerek. | Open Subtitles | نتيجة لشرب الماء, أو تناول طعام ملوث ببراز الخنزير |
Havanın kirli olduğunu göremeyebilirim ama bu kirli olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | نحن لا نرى أن الهواء ملوث لكن هذا لا يعني أنه ليس كذلك |
Okula zehirli kekler getirip direk içeri girmiş. | Open Subtitles | لقد احضرت كعك ملوث للمدرسة الداخلية و سارت بهدوء |
Benim de enfeksiyon kapmış olma ihtimalim çok yüksek. | Open Subtitles | هنالك فرصة كبيرة أن أكون ملوث أيضاً |
Kasabanın kuyusu Hastalıklı. | Open Subtitles | بئر المدينة ملوث. |
Demek ki kirletilmiş bir olay yerinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | اذا نحن بصدد مسرح جريمة ملوث |
Özellikle vajinanın mikrop kapmış bir balta yarasına benzediği düşünülürse. | Open Subtitles | خاصة ً ومع الأخذ في الإعتبار , مِهبلك الذي يبدو و كأنّه جُرْح ملوث بضربة فأس |
Eğer bu banknot birisinin burnuna dayandıysa, epitel hücreler kullananın saf DNA'sını bize verebilir. | Open Subtitles | اذا هذه الورقه كانت قد اقتربت من انف شخص ما, الخلايا الظهاريه من الممكن ان تعطينا حمض نووي غير ملوث للمستخدم |
O çantadaki her şey lekeli. | Open Subtitles | كل شيء لديك في تلك الحقيبة ملوث |
Şirket AIDS virüsüyle enfekte olduğunu kesinlikle biliyordu. | Open Subtitles | عرفت هذه الشركة معرفةً تامة و مطلقة أنه ملوث بفيروس الإيدز, |
Sanırım o her neyse bulaşıcı kana maruz kalmadığın sürece size bulaşmayacaktır. | Open Subtitles | أعتقدبأنأياماكان, لا يمكنك ِ الإصابة به إلا إذا قد تعرضتي لدم ملوث |