Her gece, her şeyin mümkün olduğu, sihir dolu bir dünya ile uyurdum. | Open Subtitles | كنت أخلد إلـى النوم كـلّ لـيلة فـي عـالمٍ مليءٍ بالسّحر حيث كل شيء كان ممكناً. |
Tek sorun, sarayda babamla birlikte bir prenses olarak yaşamak yerine burada, cücelerle dolu bir yerde yaşamamdır ama sonuçta orada yaşayamam, değil mi? | Open Subtitles | المشكلة هي إقامتي هنا، في منزلٍ مليءٍ بالأقزام، عوضَ قصري، مع والدي، كأميرة... لكن لم أعد أستطيع، أليس كذلك؟ |
Çocuklardan söz ediyoruz, J.D. Yaşlılarla dolu bir eve gitmekten değil. | Open Subtitles | (جي دي)، نحن نتحدّث عن الأطفال وليس الذهاب إلى منزلٍ مليءٍ بالعجزة |