Hırsızdı, muhtemelen hırsız olmak için milyonlarca nedeni vardı. | Open Subtitles | كان سارقاً، ويوجد تقريباً مليون سبب ليتمّ إعدامه بتلك الطريقة |
Çok uzun süredir arkadaşız ve seni sevmemin milyonlarca nedeni var. | Open Subtitles | نحن أصدقاء منذ زمن بعيد. وهناك مليون سبب لكي أحبّك. |
- Geri dönmemek için bir milyon sebebi var, bilmem anlatabildim mi. | Open Subtitles | هناك مليون سبب لكي لا يرجع ان كنت تعرف ما اقصده |
milyonlarca sebep var, ama sen hangisini seçtin? | Open Subtitles | هناك مليون سبب متاح لكن أي منها تختارين ؟ |
Aklıma 45 milyon sebep geliyor. | Open Subtitles | لماذا أريد التورط ؟ أنا أفكر بـ 45 مليون سبب |
Bu çok yanlış tatlım. milyonlarca sebebi var. | Open Subtitles | انه امر خاطئ و هناك مليون سبب لكونه كذلك |
İki milyon neden sayabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أنه يُمكننا إعطائكِ 2 مليون سبب |
Benden nefret etmek için milyon sebebin var ama... | Open Subtitles | أَعْني، لدَيكَ مليون سبب ... لِكُرهي،لكن |
Herkesin karışmamak için milyon tane nedeni var. | Open Subtitles | كل شخص عنده مليون سبب لكي لا يتورط في الأمر. |
Herhangi bir yerde olması için milyonlarca nedeni vardır. | Open Subtitles | لديه مليون سبب لأن يكون في أي مكان |
milyonlarca nedeni var. | Open Subtitles | هنالك مليون سبب لذلك. |
milyonlarca nedeni vardı. | Open Subtitles | وهناك مليون سبب. |
Denemek için 100 milyon sebebi var. | Open Subtitles | حسنا، وقالت انها حصلت على مئات مليون سبب لمحاولة. |
Adamım bir milyon sebebi olabilir. | Open Subtitles | يا رجل,ربما يكون هناك مليون سبب |
Holt'un kalması için yarım milyon sebebi vardı. | Open Subtitles | هولت) لديه نصف مليون) سبب وجيه للبقاء |
Hayır demek için bir sebep arama çünkü bende, evet demen için milyonlarca sebep var. | Open Subtitles | لا تفكري بسبب يجعلكِ تقولين لا لأن لدي مليون سبب لأقول نعم |
Hayır demek için bir sebep arama çünkü bende, evet demen için milyonlarca sebep var. | Open Subtitles | لا تفكري بسبب لكي ترفضين، لأن لدي مليون سبب للموافقة. |
Bu yüzden ve başka milyonlarca sebep yüzünden Felicity benim için benim için dünyalara değer. | Open Subtitles | و هو بسبب ذلك... و بسبب مليون سبب آخر تقريباً... هي تعني... |
Yapmak için bir milyon sebep düşünebilirim. | Open Subtitles | أظن أن لدي مليون سبب لفِعل ذلك |
Sana bunun için 4.4 milyon sebep söyleyebilirim. | Open Subtitles | و سوف أقدّم لك 4.4 مليون سبب لفعل ذلك |
Bu ikisinin bahçede dövüşmek için milyonlarca sebebi olmasına rağmen onlar olgun olmayı seçtiler. | Open Subtitles | أن هذان الاثنان يملكان مليون سبب كي يشنوا حرباً لكنهما اختارا أن يكونا ناضجان. |
Herkes kasabayı terk ediyor. milyonlarca sebebi olabilir. | Open Subtitles | ،الجميع يرحل من المدينة قد يكون هناك مليون سبب |
Çok genç. Bir milyon neden. | Open Subtitles | هناك مليون سبب أنه ليس هو |
Ölmesini istemen için beş milyon sebebin vardı. | Open Subtitles | -لديكِ 5 مليون سبب لغربتكِ بموته . |
- Ne zamandır bunu düşünüyordum. Eve gitmem için milyonlarca, kalmam içinse tek bir sebep var. | Open Subtitles | هناك مليون سبب يجعلني أريد أن أذهب للبيت ولكن ليس لي إلا سبب واحد لأبقى |
Bilmiyorum, bir milyon tane nedeni var. | Open Subtitles | لأن هناك مليون سبب يمنع |