Daha yüksek bir maaş bankacılık işini eskiden olduğundan daha iyi hale getirdi, ama bir bankacı olmayı bir sanatçı olmaktan daha iyi hale getiremeyebilir. | TED | إن الراتب الأعلى يجعل وظيفة العمل المصرفي أفضل مما كانت في السابق، ولكنها من الممكن ألا تكون كافية لتجعل كونك مصرفيًا أفضل من كونك رسامًا. |
Hasta iyiye gidiyor, Saat 6.30'da olduğundan daha iyi bir cerrah olduğuna şüphe yok. | TED | المريض سيكون على ما يرام، وبلا أدنى شك هي جراحة أفضل مما كانت عليه في الساعة 6:30. |
Kasaba biz gelmeden olduğundan daha kötü olmaz. | Open Subtitles | لقد حان وقت الذهاب ، فالقرية لن تكون أسوأ مما كانت عليه قبل مجيئنا |
Uluslararası toplumun çatışmaları önleme ve onları zamanında çözme kapasitesi ne yazık ki 10 yıl önce olduğundan çok daha kötü. | TED | من الواضح أن قدرة المجتمع الدولي لمنع النزاعات وحلّهم في الوقت المناسب، أسوء للأسف مما كانت عليه خلال العشر السنوات الفائتة |
Ama babam seanslardan sonra Öncekinden daha kötü olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لكن أبي قال أنها خرجت من الجلسات تترنحك أسوء مما كانت |
Ulusal güvenliğimiz sağlam istihbarat birimlerimiz her zamankinden daha güçlü ve hükümetimiz hem yurtdışındaki hem de yurt içindeki Amerikalıların güvenliğini sağlamak için elinden gelen her şeyi yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | أمننا القومي بخير. ومخابراتنا أقوى مما كانت. وتقوم حكومتنا |
İşte orada. Ayrıldığım zamankinden daha da kötü durumda. | Open Subtitles | ها هي، حتى إنها أسوأ مما كانت عندما غادرتها |
Yani piyangoyu kazanmadan daha öncesine göre, çok borçları ve kötü arkadaşlıkları var. | TED | مما كانت قبل أن يربحوا في اليانصيب ما كان مثيرا للإهتمام بخصوص هذا المقال |
O gece Charlotte , daha önce olmadığı kadar iyi geldi. | Open Subtitles | تلك الليلة شارلوت جاءت أصعب مما كانت في أي وقت مضى. |
Cuma günü olduğundan daha mı karışık? | Open Subtitles | أوه، ل نرى. أكثر تعقيدا مما كانت عليه يوم الجمعة؟ |
Galiba hepimiz olayları olduğundan daha iyi görmeye çalıştık. | Open Subtitles | أظننا جميعاً نتظاهر أن أحوالنا أفضل مما كانت عليه |
Fakat kuzey kutbu binlerce yıldır olduğundan daha hızlı ısınıyor ve buzdan yapılmış göz kamaştırıcı gümüş tacını kaybediyor. | Open Subtitles | لكنّ حرارة القطب الشمالي تزداد الآن أسرع مما كانت قبل آلاف السنين و تفقِدُ تاجها الجليديّ المتألّق |
Biz bir araya geldik çünkü topluluk olarak gücümüz bireysel olduğundan daha güçlü. | Open Subtitles | إرتبطنا معًا لأن قوتنا كدائرة أقوي مما كانت عليه منفرده. |
Öyle çünkü sana uyguladığımız şarj etme işleminde, beyninin görsel korteksini on yıllardan beri olduğundan daha hızlı uyaran elektrik atımları vardı. | Open Subtitles | ذلك لأن إعادة شحن قدمنا لكم لديه نبضات كهربائية ضرب القشرة البصرية من الدماغ بشكل أسرع مما كانت عليه في العقود . |
Metni olduğundan daha iyi bir hâle getirebilecekse beni aramasını söyledim. | Open Subtitles | وعليه رقم هاتفي وطلبت منه الاتصال بي ليعطيني ملاحظاته. أية ملاحظات تجعلها أفضل مما كانت عليه. |
- Herşey daha önce olduğundan çok daha iyi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن كل شيء يعمل بشكل أفضل فقط مما كانت عليه في أي وقت مضى. |
Artık yalnızca Dünya büyüklüğünde olan Güneş bir zamanlar olduğundan çok daha donuk bir hâlde Güneş Sistemi'nin merkezinde kalacak. | Open Subtitles | في حجم الأرض تقريبا تقبع هناك في مركزالنظام الشمسي أكثر خفوتا مما كانت عليه |
Efendisine aşağılayıcı biçimde itaatkâr olan önemsiz biri mi yoksa şu ana kadar olduğundan çok daha güçlü olacak bir organizasyonun muhtemel lideri mi? | Open Subtitles | المرؤوس الذي بقي خاضعاً لسيده أم زعيم المنظمة المفترض التي ستكون أقوى مما كانت عليه قط؟ |
Ateşim 38.3. Öncekinden yüksek. Başım ağrıyor ve boğazım kapanacak gibi geliyor. | Open Subtitles | درجة حرارتي 101 أعلى مما كانت عليه رأسي يؤملني، أشعر بأن حلقي يُغلق |
Şehir her zamankinden daha güvenli ve temiz. | Open Subtitles | تقدير الأشياء الجيدة. فالمدينة أنظف وأكثرُ أمناً مما كانت عليه. |
Bugün bir çok Kuzey şehri 100 yıl öncesine göre 100 kat daha güvenlidir. | TED | معظم مدن الشمال اليوم أصبحت آمنة مائة مرة أكثر مما كانت عليه منذ مائة سنة. |
O farklı amaçlarla bu yola çıkmış ama hiç olmadığı kadar hayatını umutsuz hale getirmiş. | Open Subtitles | ولكن بعدها غيروا رسالته .. لشئ آخر جعل حياتها ميؤوس منها أكثر أكثر مما كانت عليه |