ويكيبيديا

    "ممتلئة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doluydu
        
    • dolusu
        
    • doldu
        
    • doluyor
        
    • Dolu
        
    • dolmuş
        
    • dolgun
        
    • kalabalık
        
    • dolusun
        
    • doluyum
        
    • yer
        
    • tok
        
    • tombul
        
    • doludur
        
    • doluyken
        
    Dar kumsal, havyar renginde ve tamamen hareket halindeydi ama gökyüzü de hareketliydi, etobur kuşlarla doluydu. Open Subtitles الشاطئ الضيق ،ولون الكافيار كان الجميع فى حركة و كانت السماء تتحرك ممتلئة بالطيور آكلة اللحوم
    Bir otobüs dolusu insan West End'de havaya uçmuş. Open Subtitles حافة ممتلئة بالناس قد انفجرت فى الطرف الغربى
    Gıda zehirlenmesinden falan mı birden ciğerleri sıvıyla doldu? Open Subtitles لما لصبي مصاب بتسمم غذائي تصبحه رئتيه فجأة ممتلئة بالسوائل؟
    Kasaba doluyor ve hâlâ parmağını bile oynatmadın. Open Subtitles البلدة ممتلئة على آخرها ولم تقم بأى خطوة.
    Bu binalar esnek değil ve hastanenin verimli çalışması için hastane yataklarının Dolu olmasını gerektiren bir sistemle çalışıyorlar. TED وهذه المباني ليست مرنة، فهي تحافظ على النظام فيها بحيث يجب أن تبقى الأسرّة ممتلئة لكي يعمل المستشفى بكفاءة.
    Şuan hayatın aşk ile dolmuş durumda ve, bu harika birşey... olağanüstü birşey, ama bir yıl kadar devam eder, en iyi durumda on sekiz ay. Open Subtitles حاليا حياتكِ ممتلئة بالحب وهذا شيء جميل شيء رائع , وسيدوم تقريباً سنة أو 18 شهرا , على الأكثر
    Dudakları dolgun fakat biçimli inciden daha beyaz dişlere açılıyor. Open Subtitles شفاهها ممتلئة وبصورة جميلة جدا أسنانها أشد بياضا من اللوز
    Büyük yük arabalarının dokuzuncu saate kadar şehre girmesi yasak, ama yine de sokaklar çok kalabalık. TED لا يسمح للعربات الكبيرة الدخول إلى المدينة إلا بعد الساعة التاسعة ولكن الشوارع تكون مازالت ممتلئة.
    Ne? 7 enfiye kutusu vardı burada ve size yemin ederim ki hepsi altın doluydu. Open Subtitles أنه يحتفظ بسبع صناديق للشمع هنا أقسم إنها كانت ممتلئة بالذهب.
    oniki saatlik kan ve ter ve ağları çektiklerinde... hepsi doluydu. Open Subtitles والذى يـُحضرونه الى المنزل بالكاد يحفظهم من الموت جوعاً وبالرغم من ذلك عندما سحبوا شباكهم كانت ممتلئة
    Evet, fakat doluydu. Gelecek salı tekrar gitmeliyim. Open Subtitles نعم, لكن كانت ممتلئة ولا بد لي من العودة الثلاثاء القادم
    Evet, bayım. 3 çanta dolusu. Open Subtitles نعم يا سيدي، نعم ياسيدي ثلاثة أكياس ممتلئة
    Binbaşı Briggs bir tava dolusu alabalığın beni beklediğini söylüyor. Open Subtitles يقول الرائد "بريغز" أن لديه مقلاة ممتلئة بالسلمون وبها اسمي.
    Vagon dumanla doldu insanlar bağırıp ağlıyorlardı. Open Subtitles سيارة ممتلئة بالدخان, أناسٌ يصرخون,ويبكون.
    Acil servise aşırı yüklenme var. Acil servisin kapasitesi doldu. Open Subtitles ,غرفة الطواريء ممتلئة طوارء المستشفى بطاقته الإستعابية
    Hazine doluyor ama bir orduyu donatacak kadar değil. Open Subtitles الخزينة ممتلئة لكن ليس لدرجة تجهيز جيشاً
    Şimdi aslında bakılırsa, ...konuk listesi bir hayli Dolu görünüyor. Open Subtitles بما أنكِ أشرتِ إلى هذا يبدو أن لائحة الصيوف ممتلئة
    Ulaşmaya çalıştım. Telesekreteri dolmuş, mesaj da bırakamadım. Open Subtitles حاولت معه، لم أستطع حتى أن أترك رسالة سعة آلته ممتلئة
    "Washington dolgun köy piliçleriyle Dolu." Open Subtitles واشنطن مزدحمه ولكن كورن بون بلاد ممتلئة بالعاهرات
    Ceza odası çok kalabalık, yemekhaneye gideceksin. Open Subtitles غرفة العقاب ممتلئة جداً، لذا ستعمل في المقصف
    Ey Meryem, merhamet dolusun. Tanrı seninle beraber. Open Subtitles السلام عليك يا مريم يا ممتلئة النعم, الرب معك
    Bugün diyette olduğum için bir elma ve yarım Brüksel lahanası yediğim halde çok doluyum! Open Subtitles أكلت تفاحة واحدة ونصف كرنب طيلة اليوم، ومازالت معدتي ممتلئة
    Kendi çöp kutusunda hiç yer kalmamış olan komşu gibi.. Open Subtitles مثل الجار، الذي سلّة مهملاته .. ممتلئة عن آخرها بالفعل
    Ordudayken bize ayakları sıcak, karnı tok tutmanın en önemli ihtiyaçlar olduğu öğretilmişti. Open Subtitles في الجيش أخبرونا أن كل ما يمكن أن نطلبه هو أقدام دافئة ومعدة ممتلئة
    31 yaşında, tombul bir kadının Duke'ta ekonomi okumuş bir iş adamıyla bir randevuya çıkması ne kadar zor biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم مدى صعوبة الخروج لموعد, لفتاة ممتلئة, بالثلاثين من عمرها مع شاب درس الاقتصاد في جامعة ديوك
    Ve sahne: gökyüzü onu oraya taşıyan helikopter filosuyla doludur. TED لذا فالمشهد: السماء ممتلئة بأسطول من الطائرات المروحية التي تحمله.
    Ciğerleri vücut sıvısıyla doluyken koşmak canını yakıyordur. Open Subtitles التمرين برئة ممتلئة بالسوائل يجعل المرء يتألم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد