Nijerya'da insanlar en değerli eşyalarını başları üzerinde taşırlar. | TED | في نيجيريا الناس يحملون ممتلكاتهم الثمينة على رؤوسهم. |
Kadınlar, yıkıntı hâline gelmiş evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | و كان هناك مجموعات من النساء تحاول العثور على شيئاً ما من ممتلكاتهم تحت أنقاض ما كانت منازلهم |
Eğer ana-babalar ölürken mallarını yanlarında götürebilseler, çocuklarını beş parasız bırakırlardı. | Open Subtitles | لو كان بوسع الموتى أخذ ممتلكاتهم, لتركوا أبناءهم معدمين |
Cesetlerine ya da eşyalarına dokunmayız çünkü ruhları onlara sarılı kalır. | Open Subtitles | لا نلمس حتّى جثثهم أو ممتلكاتهم لأنّ روحهم تبقى عالقةً فيها |
Öldürülmeden bir hafta önce. Şiddet düşkünü kocalar, eşlerini ve çocuklarını malları gibi görürler. | Open Subtitles | الأزواج العنيفة تعتقد أن .زوجاتهم وأطفالهم من ممتلكاتهم |
mülklerine el konulacak ve kilisemize bağışlanacak. | Open Subtitles | و ستصادر ممتلكاتهم و ستعاد إلى كنيستنا المقدسة |
Değerli eşyalarının kapı geçişleri ya da yatakların altı gibi sağlam yerlere istiflendiği ortaya çıkarıldı. | Open Subtitles | تم اكتشاف مخزن ممتلكاتهم الثمينة تحت هياكل صلبة مثل المداخل الخشبية وتحت الأسرّة |
Mahkeme bizi bu süreci idare etmek için görevlendirdiğinde ailenin hesaplarını dondurup varlıklarına el koymakla işe başladık. | Open Subtitles | عندما عينتنا المحكمة للاشراف رسميا على هذا التحقيق, بدأنا ذلك بتجميد حسابات العائلة ومصادرة ممتلكاتهم |
Başlarının üstüne, arkalarına, omuzlarına aldıkları eşyalarını taşıyorlardı. | Open Subtitles | حاملين معهم ما استطاعوا من ممتلكاتهم فوق رؤوسهم أو ظهورهم أو أكتافهم |
Değerli eşyalarını yutsalar bile, Gaddar Hazretlerim eskiden yaptığımız o pis aramalara artık ihtiyacımız kalmadı. | Open Subtitles | حتى لو كانوا قد ابتلعوا ممتلكاتهم النفيسة، يا جلالة القاسي. . |
Bütün özel eşyalarını görmek istiyorum. Giysiler, takılar, üstlerinde ne varsa. | Open Subtitles | أريد رؤية جميع ممتلكاتهم الشخصية ملابسهم، حليهم، كل ما ارتدوه |
Bu aileler,hükümetin onaların tüm kişisel eşyalarını alacağını düşündülerse. | Open Subtitles | هؤلاء الناس إعتقدوا أن الحكومة ستأخذ كل ممتلكاتهم |
Değerli eşyalarını New York'ta güvenli kasalarda saklayabileceklerini söyledi. | Open Subtitles | فيوكلون له مهمة نقل ممتلكاتهم الثمينة لإيداعها في صناديق ائتمان في نيويورك |
Gerektirdiği her erkeğin kadın ve çocuk onun eşyalarını almak ve dağ Tatarlar gitti! | Open Subtitles | نطلب مِن كل رجل، امرأة أو طفل أن يجمعوا ممتلكاتهم للرحيل لجبل الجحيم |
Ya taşınmaz mallarını satacak ya terkecek ya da güven altına alacaktı. | Open Subtitles | ... إما أن يبيعوا ممتلكاتهم ...، يتركونها ورائهم... أو يقومون بأيداعها المخازن... |
İnsan hayatını kurtarma çağrısından insanları ve mallarını kurtarmaktan daha asil ne olabilirdi. | Open Subtitles | وهل من شىء انبل من إنقاذ حياة شخص أو أناس او ممتلكاتهم |
Korsanlar gemiyi bastılar ve ellerinde kalan azıcık mallarını bile aldılar. | Open Subtitles | قراصنة داهمت سفينة وسرقوا بعض ممتلكاتهم الضئيلة. |
Pamuk'un eşyalarına da bakabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن أن نلقي نظرة على ممتلكاتهم باموك؟ |
Burada bir boru patlaması durumu yaşıyoruz bu yüzden müşterilerimize eşyalarına zarar gelmeden almalarını tavsiye ediyoruz. | Open Subtitles | هناك حالة انابيب متفجرة نواجهها هنا ونحن نتصل بعملائنا لكي يأخذوا ممتلكاتهم قبل ان تتضرر |
malları alınacak ve görüldükleri yerde öldürülmeleri suç sayılmayacaktır. | Open Subtitles | يـُجردون من ممتلكاتهم ، وحيواتهم ستؤخذ . على يد أي إنجليزي فور رؤيتهم |
Ama diğer müteahhitlerle telefonda görüştüm ve bu Mandalay denen adamın onların mülklerine de karavan götürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني إتّصلتُ ببعض المطوّرين الآخرين والمؤكّد ، أنّ هذا الرجل هو (ماندالاي) أحضر القوافل لنقل ممتلكاتهم |
Haklısın, hediyelerine ihtiyacım yok ama onlara dünyevi eşyalarının benim için bir şey ifade etmediğini söylersem kâse ya da duvar halısından çok daha değerli şeylerini çalmış olurum. | Open Subtitles | صحيحٌ أنّي لستُ بحاجة لمِنحهم ولكنّي إذا قمتُ بإخبارهم هذا فلن تعني ممتلكاتهم الدنيويّة شيئاً بالنسبة لي، |
Tanınan iş adamlarını öldürüp mal varlıklarına el koyuyorsunuz. | Open Subtitles | لا تنفك تقتل رجال الأعمال المهمين وتصادر ممتلكاتهم |
Onlar onun malını elinden aldı, o da onlarınkini. | Open Subtitles | أخذوا ممتلكاته وبالتالي سيأخذ ممتلكاتهم رأيت صنيعًا كهذه من قبل |