Bu dönüşümler aslında mümkün ve bugün gerçekleşiyorlar. | TED | هذه التحولات في الحقيقة ممكنه وهي تحدث اليوم. |
Bunların ilki ve en ünlü olanı, matbaanın bulunuşu. Tipo baskı, yağ bazlı mürekkep; yani basımı mümkün hale getiren bütün yeniliklerin toplamı 1400'lerin ortasından başlayarak Avrupa'yı altüst etti. | TED | الأنواع المتنقلة ، والأحبار الزيتية ، ذلك التعقيد من الإبتكار الذي جعل الطباعة ممكنه وقد قلبت أوروبا رأس على عقب بداية من القرن الرابع عشر ثم منذ مئتي سنة مضت |
mümkün olduğu kadar uzat. Jüri ondan hoşlanıyor. | Open Subtitles | إستجوبه لأطول فترة ممكنه إنه يروق للمحلفين |
mümkün olduğunca bahçe ile ilgilenmesi için onu destekliyorum. | Open Subtitles | أنا أشجعه على البقاء فى الحديقة أكبر فترة ممكنه |
Yoluna çıkmadan ona Olabildiğince yaklaşmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يتحركوا الى اقرب نقطة ممكنه بدون أن يصبحوا واقعيا في طريق القرش |
Doğrusu ben maktüllerin cesetlerini... en kısa sürede incelemek için talepte bulundum. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد وضعت طلب للكشف عن الاجساد في اقرب فرصه ممكنه |
Birçok heyecan verici planımız var ve siz olmasanız hiçbirisi mümkün olmayacaktı. | Open Subtitles | الى مؤسسة بوسطن النباتية لدينا كل الطرق لخطط مثيرة للتنظيم لا يمكن أن تصبح ممكنه بدون كرمكم |
Bayan Kent, bu dünyada çok şey mümkün ama Clark'la ben baloya gidene dek Mars'ta insanlar olacak. | Open Subtitles | سيدة كينت أمور كثيرة ممكنه في هذا العالم ولكن البشر سيبلغون المريخ قبل ذهابي وكلارك معاً لحفل تخرج |
Ve Jerome için iyi olan, mümkün olduğunca uzun bir mahkeme süreci geçirmesidir. | Open Subtitles | وهل الافضل لجيروم ان يبقي اطول مده ممكنه يتبع بمحاكمه طويله جدا |
- Belirtileri nasıl-- - Şu an için, sükunetle beklemeyi bırakırsanız, hayatta kalmanız mümkün değil. | Open Subtitles | ـ ليس هناك دلالة, ـ ان النجاة ليست ممكنه |
Size mümkün olan herhangi bir şekilde yardım etmek için emir aldım. Galiba biz... | Open Subtitles | لقد استلمت اوامر بان اساعدك باى طريقة ممكنه |
Evet, bunu modelleme üzerinde gördüm. Çok mümkün görünüyor. | Open Subtitles | نعم , لقد رأيت المحاكاة على نموذج حاسوبه , وهي احتمالية ممكنه جدا |
Ve insani olarak mümkün olan her şekilde zamanımı seninle geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أربط نفسي بكَ. بكل طريقة بشرية ممكنه. |
Küçük büyükelçilik arabalarına atladılar ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde havaalanına doğru yola koyuldular. | Open Subtitles | هرع مسرعاً الى سيارة الوزارة وذهب بسرعة الى المطار, بأسرع سرعة ممكنه. |
Halini düşünürsek Eddie Bazı iddialı fikirlerimizin mümkün olabileceğini düşünüyoruz.. | Open Subtitles | بالنظر لمنصبك المقبل بعض أفكارنا تكون طموحه بعض الشئ و أنت ستقرر أنها ممكنه |
Artoo, Droidlerin mümkün olduğu kadar onları oyalasın | Open Subtitles | ارتو , نريد الاليين لان يبعدوا العدو اكبر فترة ممكنه |
Pekâlâ, minimum 10 dakika ücreti alıyoruz, dolayısıyla amaç, müşteriyi mümkün olduğunca hatta tutabilmek. | Open Subtitles | حسنا, نحن نحاسب 10 دقائق كحد ادنى, لذلك النقطه هي فقط الحفاظ على الرجال على المكالمه لاطول فتره ممكنه, |
Bitmesi mümkün olmayan bir masalda güzel kıvrımlarıyla yalnız bırakılmalı. | Open Subtitles | الحكاية التي ليست لها نهاية ممكنه جب أن تتركها بلمسة جميلة |
Bu seviyedeyken kesmek mümkün değil. | Open Subtitles | كـوني حـذرين في هـذه الحـالة الدورة ليست ممكنه |
Sonra Olabildiğince hızlı, Olabildiğince ara vermeden Olabildiğince uzun süre yüzerim. | Open Subtitles | وبعد ذلك اسبح بأقصى ما أستطيع لاطول مدة ممكنه. |
Onlara Olabildiğince hız kazandırmak için bu devasa 77 kilometrelik halkayı inşa etmemiz gerekti. | Open Subtitles | ومن أجل جعلهم يتحركون بأكبر سرعة ممكنه علينا أن نبني هذا الحلقة الضخمة ذات أل 17 ميلا |
Şu anda emniyette fakat en kısa sürede yerine başkasını geçirmeliyiz. | Open Subtitles | رغم أنه فى أمان علينا إستبداله فى أقرب فرصة ممكنه |