ويكيبيديا

    "ممكنًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mümkün
        
    • mümkünse
        
    • imkansız
        
    İlginç olan şeyse, insan, robot ve yapay zekânın birbirini güçlendirmeden bu terası inşa etmesinin kesinlikle mümkün olmamasıydı. TED المثير للاهتمام أن، بناء هذا الجناح لم يكن ممكنًا بدون البشر والإنسان الآلي و الذكاء الصنعي بتطويرهم لبعضهم البعض.
    Şu an mümkün görünmüyor, biliyorum ama normal bir hayata sahip olabilirsin. Open Subtitles أعلم أن هذا لا يبدو ممكنًا الآن، لكن بإمكانك عيش حياة طبيعيّة.
    Ve bir örnek de olmaya çalışmıyorum, bunu başka her kim yapıyor olursa olsun mümkün olduğunun da kanıtıyım ben. TED وأنا لا أحاول أن أكون نموذجاً ولكن مجرد دليل أن الأمر ممكنًا لأي شخص آخر يفعل هذا.
    Bunu büyük ölçüde mümkün kılan şey bunun gerçekleşmesini isteyen bir sürü insan olmasıydı. TED أعتقد أن النجاح كان ممكنًا بسبب حقيقة أن كثيرين أرادوا لها ذلك.
    Bu arada, eğer mümkünse, Bayan Ludwig'e birkaç soru sormak istiyorum. Open Subtitles الآن إن كان هذا ممكنًا فأود أن أسأل السيدة لودويغ بعض الأسئلة
    Bu yüzden görselleri okuma yeteneğiniz sadece harika değil, aynı zamanda benim sanatımı mümkün kılan şey. TED وهكذا، مهاراتكم في قراءة الصور ليست رائعة فقط، بل إنها ما تجعل فني ممكنًا.
    Bugün daha önce mümkün olmayan bir boyutta ilerleme kaydetmek daha da mümkün. TED واليوم، من المحتمل إحراز تقدم بشكل متزايد على نطاق لم يكن ممكنًا من قبل أبدًا.
    Bunu mümkün kılan oradaki aktif işbirliği içindeki topluluk. TED ولكن بسبب وجود المجتمع المحلي التعاوني النشط للصناع يجعل المستحيل ممكنًا.
    Bu kaçınılmaz değil fakat bunun üstesinden gelmek, uzun vadede başarıyı mümkün kılan şeyin derinlerine inmeyi gerektiriyor. TED هذا ليس أمرًا حتميًا، ولكن تخطيه يتطلب التعمق فى الأسباب التي تجعل النجاح ممكنًا على المدى الطويل.
    Yine de kesinlik konusunda yatırımlar daha önceden mümkün olanı çok daha ileriye götürmemizi sağlayabilir, Mars'a ulaşmak gibi. TED مع ذلك، يمكن للاستثمارات في الدقة أن تأخذنا لأبعد مما كان ممكنًا في السابق، حتى كبُعدْ المريخ.
    Ve sanıyorum ki, bunların hepsi, anlamayı mümkün kılıyor. TED وأنا أعتقد أن كل هذه الأشياء تجعل الفهم ممكنًا.
    İstediğimiz gelecek için bir hedef, küresel ısınmayı tersine çevirmenin mümkün olduğu bir gelecek. TED إنه هدف للمستقبل الذي نريده، مستقبل يصبح ممكنًا فيه عكس عملية الاحتباس الحراري.
    Bu üç mekanizmanın kombinasyonuyla düşüm mümkün hale gelir. TED ومن خلال مجموعة من هذه الآليات الثلاثة سيصبح هذا الانسحاب ممكنًا.
    Başka bir dünya sadece mümkün değil, yolda! TED وجود عالم آخر ليس ممكنًا فحسب، بل يمضي في طريقه إلينا.
    Onun için, bu evin sadece görüntüsünün prensi oraya getirecek yeterlilikte olması düşüncesi mümkün olduğu anlamına geliyordu. TED بالنسبة له، فكرة أن مجرد صورة لهذا المنزل كانت كافية لجلب برنس هناك عنت أن ذلك كان ممكنًا.
    İzleyicinin yaydığı radyasyon, bunu mümkün kılan şeydir. TED إنّ الإشعاع الذي يصدره الكاشف يجعل ذلك كلّه ممكنًا.
    Bunu mümkün kılabilen bir aletimiz var. TED نحن لدينا جهاز يمكن أن يجعل ذلك ممكنًا.
    Herkes bunun nasıl mümkün olduğunu çözmeye çaşıyordu. TED كان كلُ واحد فينا يحاول معرفة كيف كان ذلك ممكنًا.
    Ama söylence(efsane),tüm dünyaya yayılmasını mümkün kılacak bir şekilde bu gerçekliği dışa vurur. Open Subtitles لكن أسطورة جسّدت ذلك في شكل جعلت انتشاره حول العالم شيء ممكنًا
    Birkaç saniye içinde bilinçli kalmak, kimyasal açıdan da mümkün olmaz. Open Subtitles في بضعة ثواني، بقاء الوعي لن يكون حتى ممكنًا كيميائيًا
    mümkünse bugün okulu gezmemizi istemişler. Open Subtitles يريدوننا أن نأخذ جولة في المدرسة اليوم إن كان ممكنًا.
    Taşınmak mı? Artık yer değiştirmenin imkansız olması lazım. Open Subtitles لا يُفترض بأن يكون الانتقال ممكنًا في هذه المرحلة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد