Aslında benim konum, mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşırsam işe yarar. | TED | في الواقع، تنجح مؤامرتي فقط إذا شاركتها مع أكبر عدد ممكن من الأشخاص. |
Zamanın çoğu kaptanı güvertenin altına mümkün olduğu kadar çok işçi sıkıştıran "sıkı paketçi"ydi. | TED | وكانت السفن حينها تعتمد مبدأ التعبئة الضيقة فهدفهم نقل أكبر عدد ممكن من الرجال أسفل سطح السفينة |
Hayretler içinde kalmıştım, çünkü reklamcılığın, asıl düşüncesi, mümkün olan en fazla kişinin önüne ürününü koymak, mümkün olan en fazla kişinin onu görmesini sağlamaktı. | TED | وصدمت، لأني اعتقدت أن فكرة الإعلان كاملةً هي عرض منتجاتك أمام أكبر قدر من الناس لجعل أكبر عدد ممكن من الناس يرونه |
Çünkü mümkün olan en geniş insan kitlesine ulaşmasını istiyordum. Yani sadece yüzde 49'un değil, herkesin uğraşmasını istedim. | TED | أردت أن أجعله مفتوحًا إلى أوسع نطاق ممكن من الناس، وليس فقط 49 في المئة الذين يمكنهم التعامل مع الأرقام. |
Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca doğru şekilde iletmeye çalıştık. | TED | بعدها حاولنا نقل ما حدث ذلك اليوم بأكبر قدر ممكن من الدقة. |
Ben bir kütüphaneciyim ve yapmaya çalıştığı şey bütün bilgi kaynaklarını onlara ulaşmak isteyen olabildiğince çok insana ulaştırmak. | TED | أنا أمين مكتبة, وما أحاول أن أفعله أن أجعل كل أعمال المعرفة بمتناول أكبر عدد ممكن من الراغبين بقراءتها |
İnsanların hala, korkunç geçebilecek bir ilk buluşma riskini göze almalarının tek sebebi ön kapıda iyi geceler öpücüğü verilme olasılığıdır. | Open Subtitles | سبب واحد لماذا الناس لا تزال المخاطر الرعب ممكن من التاريخ الأول، هو السحر ممكن من قبلة جيدة من الليل في الباب الأمامي. |
Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. | TED | إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان. |
Bu şirketlerin gizliliğimizi korumak için çok az sebebi var, çünkü iş modelleri bizim her şeyi mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşmamıza dayalı. | TED | فهذه الشركات لديها حافز صغير جداً لتساعد على حماية خصوصيتنا لأن نماذج عملها تعتمد على مشاركتنا لكل شيء مع أكبر عدد ممكن من الأشخاص. |
Yani bugünkü gibi konuşmalar, röportajlar, toplantılar boyunca amacımız takıma mümkün olduğu kadar çok insanı katmak. | TED | لذا وعبر خطابات كهذه اليوم وعبر المقابلات واللقاءات سنجيش اكبر عدد ممكن من الناس في الفريق |
Birlikte mümkün olduğu kadar çok vakit geçirmek istiyoruz. | Open Subtitles | نُريد تمضية أكبر قدر ممكن من الوقتَ معاً |
Bikinilerle mümkün olduğu kadar çok araba yıkamalıyız. | Open Subtitles | نحتاج لكسب أكبر قدر ممكن من المال بغسيل السيارات بالبكيني |
Anlatmamız gereken hikâye mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli, politik fay hatlarını geçebilmeli. | TED | القصة التي نحتاج إلى قولها هي القصة التي ستجذب أكبر عدد ممكن من الناس، من خلال الاختلافات السياسية العميقة. |
mümkün olan en fazla sayıdaki yavrunun, kendilerinin de üreyebileceği kadar uzun yaşamasını sağlamak. | Open Subtitles | التأكد من أن اكبر عدد ممكن من الصغار سيتمكن من العيش مدة كافية ليتكاثر بدوره |
mümkün olan bütün yardıma ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | يجب أن نحصل على أكبر قدر ممكن من المساعدة |
Madronas mümkün olduğunca çok hayatı kurtarmak için elinizdeki en iyi şansınız. | Open Subtitles | مادروناس هو أفضل طريق لك لانقاذ حياة أكبر قدر ممكن من الحياة. |
Bu yüzden mümkün olduğunca çabuk şekilde tüm kağıt stoğundan kurtulmak ister. | Open Subtitles | والذي سيطوره لإخراج اكبر قدر ممكن من الورق خارج هالمكتب قدر الامكان |
Peter Gabriel: Bence buradaki insanlardan mümkün olduğunca fazlasının bize yardım etmesini ve bunları mümkün kılacak akıllı arayüzler düşünmelerini sağlamaya çalışıyoruz. | TED | بيتر: أعتقد بأننا نرغب بإشراك أكبر عدد ممكن من الأشخاص لمساعدتنا في التفكير بواجهات ذكية تجعل كل هذا ممكنا. |
sonra da bunları söyleyebildiğim kadar çok insana söyledim ki daha sonra kaçıp geri dönmek olmasın. | TED | ثم قمت بإخبار أكبر عدد ممكن من الناس، بحيث لن يكون هناك مجال لأن أتملّص في وقت لاحق. |
Burası bayağı büyük bir şehir, elinizden geldiğince çok insana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | إنها مدينة ضخمة ، و نحن بحاجة إلى أكبر عدد ممكن من الأشخاص للبحث عبرها |
İnsanların hala, korkunç geçebilecek bir ilk buluşmayı göze almalarının tek sebebi ön kapıda sihirli bir iyi geceler öpücüğü verilme olasılığıdır. | Open Subtitles | أحد الأسباب بعض الناس لا يزال خطر الرعب ممكن من التاريخ الأول، هو السحر ممكن من قبلة جيدة من الليل في الباب الأمامي. |
Belki de bana verilen tüm fırsatlardan avantaj sağlayacak kadar zeki olmalı, olabildiğince çok para kazanarak kendimi ve yakın aile bireylerimi rahata erdirmeliyim. | TED | ربما سأكون ذكياً وأستغل الفرص المتاحة إليّ وأجني أكبر قدر ممكن من المال، كي أكون وعائلتي في راحة. |