Şövalyeler ölümcül yarası olanlara son darbeyi vermek için kullanırlardı. | Open Subtitles | الفرسان استخدموه في إعطاء الضربة الأخيره الى المصابون بإصابة مميته |
Görmekte olduğumuz, ölümcül hastalığa yakalananların ölüm süreci genç insanlarda rastlanır. | TED | عملية الموت لهؤلاء المصابين بأمراض مميته الذين كنا قد رأيناهم تحدث لناس الأصغر سناً |
Şimdi de daha ölümcül silahların peşindesin. Daha ne kadar nefrete dayanabiliriz? | Open Subtitles | والان تصنعين اسلحه مميته كم من الكراهيه تضنين اننا نحتاج |
Muhtemelen öldürücü enjeksiyonu hangisine yapacağımıza siz mi karar vereceksiniz? | Open Subtitles | هل ستدل بإصبعك لتقرر أياً منهم سيحظى بالحقنة التي قد تكون مميته أياً كان |
Ele geçirme büyüleri, ele geçirilenler için ölümcüldür. | Open Subtitles | تعاويذ الاستحواذ تكون دائما مميته للأشخاص الذين يُستحوذ عليهم |
Şafaktan hemen önce. Dişleriyle bir top ateşini yakalamış. | Open Subtitles | قبل الفجر مباشرة بأصابه مميته. |
Babamın tanrıları, bu kökü lanetleyin ve ölümcül yapın. | Open Subtitles | بحق آلهه ربي تلعن هذه الجذور وتجعلها مميته |
Bir şişe şarap istediğinde, Güvenlik Bölümü'ne içine ölümcül miktarda olmayan radyoaktif izotop atmalarını söyledim. | Open Subtitles | عندما طلب زجاجة النبيذ وضعت بها جرعه غير مميته من النظائر المشعه |
İşimizi yapmaya mani olabilmek için daha büyük ve ölümcül olmalılar. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر أكثر من نحلات مميته لمنعنا من القيام بعملنا |
Daha önce hiç ölümcül dövüşte yer almadın. Bu farklı. | Open Subtitles | أنت لم تقاتل في معركة مميته من قبل , إنها مختلفة |
Şiddetli muson yağmurları sığ nehirleri, ölümcül sellere dönüştürüyor. | Open Subtitles | الأمطار الموسمية الشديدة حوَّلت الأنهار الضحلة إلى سيولٍ مميته |
15. olay bir kaza olacak trajik bir ölümcül asansör kazası. | Open Subtitles | فليبدأ الحدث الخامس عشر حادثة .. مأساه مميته |
Bu ölümcül olmalı ancak olay yerinde ölüye rastlanmadı. | Open Subtitles | يفترض أن تكون مميته ولكن مع عدم وجود أي جثث |
- Evet. İçerisinde, Rus gribinin yüksek derecede ölümcül türevi var. | Open Subtitles | بداخلها فصيلة مميته من الانفلونزا الروسية |
İçinde Rus gribinin ölümcül bir çeşidi var. | Open Subtitles | بداخلها فصيلة مميته من الانفلونزا الروسية |
Şu anki düşüncemize göre, katil çok sayıda mantardan mikotoksin çıkardı sonra da onu ölümcül hale getirebilmek için konsantre etti. | Open Subtitles | نظريتنا الحاليه هيا أن القاتل أخرج سموم فطرية من عدد كبير من الفطر وركزهم فى بعض لينتج جرعه مميته |
19. yüzyıl ortalarında, aşırı kilolu ya da obez olmak, hastalık sebebi olarak tanımlandı ve diğer yüzyılda da ölümcül olduğu ifade edildi. | TED | بحلول منتصف القرن ١٩، عرفت زيادة الوزن المفرطة أو السمنة على أنها سبب لإعتلال الصحة، وبعد إتقضاء قرن آخر، تم تعريفها على أنها مميته. |
Okul yok, ev ödevi yok, ve özellikle ölümcül hastalıklar yok. Şunu bir göreyim. | Open Subtitles | -لا مدرسه , لا واجبات و خصوصا ً لا أمراض مميته |
Üzerlerine gelen şeyin etkisi çok kuvvetli olduğundan, vahiyler öldürücü kuvvettedir. | Open Subtitles | هذه قوة مميته لأن الصدمه القادمه من كل مكان تُحطم |
Hepiniz güzel olduğum kadar öldürücü müyüm diye merak ediyorsunuz. | Open Subtitles | ربما كلكم تتسائلون عما اذا لا زلت مميته مثلما انا جميله |
İkinci faz ölümcüldür. | Open Subtitles | المرحله الثانيه مميته. |
Şafaktan hemen önce. Dişleriyle bir top ateşini yakalamış. | Open Subtitles | قبل الفجر مباشرة بأصابه مميته. |
Hayır. Tonya onu dün ısmarladı, öldürücüydü. | Open Subtitles | (تونيا) طلبت هذه القهوة بالأمس وقد كانت مميته |