Çok güzel bir şey. Yani, baba, düşünüyorum da belki de bu balcılık işi bana göre değildir. | Open Subtitles | كلما فكرت بالأمر أكثر ربما قطاع العسل ليس مناسباً لي |
Bütün bu dünya sizin, arkadaşlarınızın... ve onların bütün faydalarına göre olabilir ama kesinlikle bana göre değil. | Open Subtitles | هذا العالم بالكامل قد يكون مناسباً لكما ولجميع أصدقاؤكما لكن بالتأكيد ليس مناسباً لي |
Bu internet olayı bana göre mi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان هذا الموقع الإلكتروني مناسباً لي |
Seks hattı işletmek hiçbir zaman bana göre bir şey değildi. | Open Subtitles | العمل في هذا المجال لم يكن أبداً مناسباً لي |
Benim için iyi olacak. | Open Subtitles | سيكون ذلك مناسباً لي |
- Bay Montgomery, benim için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | لذلك هذا ليس وقتا مناسباً لي |
Yani, baba, düşünüyorum da belki de bu balcılık işi bana göre değildir. | Open Subtitles | أتعلم يا أبي، كلـّما فكرت بالأمر... ربما مجال العسل ليس مناسباً لي |
Ama bana göre değil. | Open Subtitles | لكن لا، لم يكن مناسباً لي. |
bana göre güzel. | Open Subtitles | يبدوا مناسباً لي |
-Hayır bana göre değildi. | Open Subtitles | -كلا، ليس مناسباً لي |
- Dürüstlük pek bana göre değildir. | Open Subtitles | -لم يكن الصدق مناسباً لي قطّ . |
Bu benim için iyi bir konu değil. | Open Subtitles | هذا... هذا ليس موضوعا مناسباً لي |
Dil, gerçekten paylaştığımız şeylerden birisi ve ben bu ortak mirası bazen şaşırtmak ve yön değiştirmek için, kendimi meşrulaştırmak için; "ekonomi paylaşımı" ve "parçalanma" gibi terimler kullandığım zaman, benim için iyi olanı, ikimiz için de iyi olduğunu göstermek amacıyla değiştirmek için kullanıyorum. | TED | اللغة هي واحدة من الأشياء الوحيدة التي نتقاسمها حقاً، وأحيانا استعملت هذا الإرث المشترك لكي أشوش ولأنحرف ولأبرر نفسي، وإعادة تسمية ما كان مناسباً لي على أنه شيء ظاهرياً مناسب لكلينا، حين أوزع مصطلحات من قبيل "الاقتصاد المشترك"، و "الزعزعة" و "المصادر العالمية" |