- Böyle hristiyanlığın avantajları olmalı sanırım. | Open Subtitles | هذا النوع من التوجه المسيحي له منافعه على ما أعتقد |
Bazı avantajları var. | Open Subtitles | إن لذلك منافعه ايضاً |
Billy hissetmemeyi öğrenmişti ki bunun da kendine göre avantajları vardı. | Open Subtitles | تعلم (بيلى) الا يحس وبالطبع هذا له منافعه |
Üzüm yetiştirmek kolay değil ama faydaları çok. | Open Subtitles | عنب متزايد ليس سهل لكن على الأقل هو يحصل على منافعه. |
KAPALI 1 Ocak Geçit Töreni'nde görüşürüz! Dünyadaki son insanlar olmamızın faydaları da vardı. | Open Subtitles | كوننا الناس الوحيدين على الأرض حمل منافعه الكثيرة |
Gördüğün üzere sahada top koşturmanın bazı yararları var. | Open Subtitles | اترى، يا صديقي، اللعب في الحقل له منافعه |
Sanırım çatlak olmanın avantajları var. | Open Subtitles | واعتقد كونك مجنونة له منافعه. |
Karanlık Olan olmanın da avantajları var anlaşılan. | Open Subtitles | أعتقد أنّ للقاتم منافعه |
Lucifer'in bir parçası olmanın avantajları var. | Open Subtitles | لأن كوني فتاته الجانبية... له منافعه. |
Er geç bulacağız ama sahada aynı koşullarla mücadele etmenin faydaları da olabilir. | Open Subtitles | في النهاية نعم، لكن أن نكون متعادلين فلذلك منافعه |
Ve anladım ki ayık olmanın da faydaları varmış. | Open Subtitles | "وكما اتضح، فإنّ للصحو منافعه" |
Sanırım Jordan adına çalışmanın bazı faydaları var. | Open Subtitles | "أظنّ أنّ للعمل لحساب (جوردن) منافعه" |
Sanırım Jordan adına çalışmanın bazı faydaları var. | Open Subtitles | "أظنّ أنّ للعمل لحساب (جوردن) منافعه" |
Bunun da yararları var. Sen de biliyorsundur. | Open Subtitles | لديه منافعه , يجب عليك العلم بذلك |