Onunla işimiz bittiğinde kendini Adam Sandler filminde dışlanmış martı gibi hissedecek. | Open Subtitles | عندما ننتهي منه سـ يكون منبوذاً أكثر من طائر النورس في فيلم الممثل آدم ساندلر |
Bütün hayatımın ve bildiğim herkese bir taşlama, ve eğer çıkarsa dışlanmış birisi olacağım. | Open Subtitles | ،إنّها سُخرية من حياتي بأكملها ،وبِكل الأشخاص الذين أعرفهم ،وإن تم نشرها سأكون منبوذاً |
Yargıç, Arthur hayatı boyunca toplumdan dışlanmış. | Open Subtitles | ايها القاضي ، "آرثر" كان منبوذاً طوال حياته |
O da benim gibi dışlanmıştı. Tek farkımız, o dans ettiği için dışlanmıştı. | Open Subtitles | كان منبوذاً مِثلى, إلّا أن السبب, فى حالتهِ, هو أنه كان يرقص. |
Camianın alay konusu olmuş bilimsel konferanslardan dışlanmıştı. | Open Subtitles | اصبح أُضحوكةَ المجال و منبوذاً من المحافل العلمية. |
dışlanmış biri olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنني أعرف كيف يبدو أن تكون منبوذاً |
Okulda herkesten dışlanmış biriydim. | Open Subtitles | كنت منبوذاً في المدرسة نوعاً ما |
dışlanmış biri gibi göründüğün bir dönemde birden aday listesine giriyorsun demek. | Open Subtitles | - يعني بأنك فجأة - على قائمة أفضل المرشحين في نفس الوقت الذي كنت تبدو فيه منبوذاً |
Sen de çocuk yaşlarında sırf farklısın diye dışlanmış olsaydın ya da birisi çıkarları için seni hedef alsaydı çok geç olana kadar gerçek amaçlarını anlayamazdın. | Open Subtitles | لو أصبحت منبوذاً من عمر مُبكّرة لكونك مُختلفاً، أو لو أنّ شخصاً استهدفك لأنّ لديهم مكسب منك، فإنّك لا ترَ دوافعهم إلاّ بعد فوات الأوان. |
dışlanmış çocuk... | Open Subtitles | أصبح الطفل منبوذاً. |
Hermafrodit bir çuval bezi içindeki küçük Fran'in oyun parkının dışlanmış üyesi olmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | فبالتأكيد سيصبح ( فران ) الصغير منبوذاً بين خلانه بكيس الخيش المخنث هذا الذي يرتديه |
Kevin'ı dışlanmış biri haline getirmeye çalışırken farkında bile olmadan Chang'den daha kötü bir Chang haline geldim. | Open Subtitles | بمحاولة جعل (كيفن) منبوذاً "عن طريق الخطأ أصبحت "تشانجاً "أكثر من (تشانج) بأكثر لحظاته الـ "تشانجيه |